Karanlıkta uyandım. Açtım -hem de ne aç!- ve ıstırap içindeydim. İçimde, dışımda, dünyamda ne benden başka biri ne şimdiden başka zaman ne de açlık ve ıstıraptan başka duygu vardı. Sert, pürüzlü, canımı acıtan bir şeyin üstünde yatıyordum. Bir yanım sıcaktı; yanıyordu. Sıcağın kaynağından, her ne idiyse artık, serinliğe, pürüzsüzlüğe ve daha az ıstıraba ulaşana dek […]