Serkan İnci – Insanliga Lanet – Inci Sozluk

Başlangıcı ergenlik dönemine kadar uzanan düşünceler, zihinsel evrimleşme süreciyle tamamlanmış fikirler. Ve hayallerden uyanıp dünyayı çıplaklığıyla görmeye başladıktan sonra kırılması için duvara fırlatılmış at gözlükleri… İşte bu cümlelerle başladık ellerinizde tuttuğunuz kitabı yaratma düşüncesine. Gittikçe büyüyen bir oluşumun sahip olduğu aktivistliğe, paylaşılan onca güzel anılara, yaptığımız her türlü harekete birer anlam yükleme amacında değildik. Fakat çıkar odağı olmadan, siyasi görüşlerin, inançların bir kenarıya bırakılıp gençlerin kenetlendiğinde nasıl bir güç ortaya koyabildiğini kanıtlarken bunun toptan amaçsız davranışlar olduğunu düşünenlere, daha da önemlisi yaptığımız etkinlikler sırasında tek vücud olmayı başarabilmiş yazarlarımızın hissettikleri isyana/duygulara tercüman olacak bir yapı oluşturmamız gerekiyordu. Uzun bir süreç sonunda başardık… Bazen anarşist, bazen terbiyesiz, bazense şerefsiz veya vandal olarak yaftalamıken bizim aklımızı kurcalayan tek dürtü, monotonlaşan lanet yaşamlarımızı nasıl daha eğlenceli hale getirebileceğimizdi. Bu dürtü bizi sadece sanal hayatta değil sosyal yaşamın tam içerisinde bulunmaya itti. Ve artık bizler sosyal hayatın her mecrasında boy gösteren garip, sevilmeyen, dışlanmış organizmalarız. Kitabın içeriğini yaratırken ilk etapta kardeşim Umut Kuilar’m büyük emekleri sonucu, 2. Bölüm dediğimiz kısmı yazdık. Tamamen iç buhranlarımızı, gördüğümüz haksızlıkları, istemediğimiz olguları zihinsel olarak kusarak haykırdık. İnci Sözlük ile tamamen paralel olan düşüncelerimizi ortaya çıkardıktan sonra 1.Bölüm dediğimiz, sözlükle alakalı kısmın inşaasına geçtik. Çoğu kişinin (kendi panpalarımız da dâhil) bizden mizah ağırlıklı veya hakaretlerle dolu bir kitap içeriği beklediğini bilsek de, bu sefer istenmediği kadar ciddileştik. Çünkü bizi ciddiye almayanlara doğrultabileceğimiz en büyük silahımızı yaratmak istiyorduk, (bkz: bu sefer güldürmedi) İnci Sözlük için hayatlarını, sosyal yaşamlarını kenarıya atma pahasına emek everen binlerce dostumunuzun İsimlerini ve nicklerini bu kitabın içine sıkıştııabilmeyi okadar çok isterdim ki. Ama ne yazık ki bu mümkün değil. Eskişehir’de çıkardığımız milletvekili adayı Ahmet Yılmaz Abi’miz için çabalayan, yarattığımız taraftar grubu Boz Baykuşlar için karlı kış günlerinde tabanvay Olimpiyata tırmanan veya yardıma ihtiyacı olan kanser bir öğretmenimiz için siyasilerin ilgisini çekmeye çalışıp ziyaretlerimizde yer alan binlerce “inciri”… 1,5 sene içerisinde onlarca tepki amaçlı organizasyona katılıp emek vermiş dostlarımız… Hepsine sonsuz teşekkürler… İnci Sözlük jargonuna hakim olmayanlara yardımcı olması için cümle içerisinde geçen mortolarımızı bold (kalın) ile belirginleştirdik. Anlamak için zorlananlar www.insanligalanet.com adresinden veya sözlükten manalarına ulaşabilirler. İnci Sözlük – İnsanlığa Lanet; farklı düşünmeyi kendine amaç edinmişlere aramağınımızdır. Neden İnci? Üstat dedi ki: “Düşüncemizin değeri onu nasıl ifade edebileceğimize göre değişebilir, ancak bunun değerlendirmesini yapacak olanlar erdemlerimizin ne olduğunu algılayarak daha özgür bir oltamda kendilerini tanımlayabilmeliler.” İnternet dünyasının yeni bebeği olan sözlük dünyasının olgunlaşma sürecini hızlı tamamlaması bazı çevrelerin işine gelmiyor. Dünyada tüm maddi çıkar noktalarının belirli insanlar tarafından kafeslenmesinin sonucu olarak, artık sözlük dünyası da kutuplaşmaya başlamış durumda. Bir kısım bu işten nemalanırken diğer bir kısım da zarar görmekte. Odak noktası haline gelmiş tüm sözlüklerin takipçi sayılarının neredeyse eşit olmasına rağmen, sözlük sahiplerinin bazıları büyük medya kuruluşları gibi reklam gelirleri elde ederken, kutbun diğer ucundakiler sözlüklerinin yayında kalmaları için ceplerinden sözlüklerini desteklemek zorundalar. Buna rağmen sonuçları ne olursa olsun kumlan İnci Sözlük’ün kendini bu ateşten çembere neden attığını anlamak gerekir. Birbirine bağlı ve bir demir yumruk gibi kuralları olan birkaç sözlükte kendilerini istedikleri gibi ifade edemeyen binlerce insanın var olması rahatsızlık vermeye başlamıştı. Kendi popülaritesini aşarak okuyucu kitlesine zarar vermeye başlayan ve bir takım dayatmalarla kendini daha üste taşımaya çalışan birkaç kişinin tavırlarının tepki uyandırmaya başlaması ve bu olaylar karşısında bugün on binlerce kişinin düşüncelerini özgürce paylaşabileceği bir sözlüğün kurulması kaçınılmazdı. İnci’ye sorabileceğiniz gerçek bir som. Kendisi ve çağdaşlarıyla kafa patlatıp bir yandan yönetiminin şeffaf olabileceği, bununla beraber, diğer taraftan faşist bir lider gibi saçma sapan kurallarla kullanıcılarını ikinci plana atmadan kendisini soyutlayabileceği bir oıtam oluşturabilir mi? Bu kadar büyük bir sözlüğün siyasete, magazine belki de gündeme damga vurabilecek büyük tepkileri yönlendirebileceği her zaman konuşuluyordu. Ancak özgür bir oıtam sağlamak için bazen kurguyu tersine çevirmek gerekir. Bütün yazarların çok rahat küfür edebildiği ve bu küfürlerin silinmediği bir ortamda, herkese iyi bir mesaj verilmeye çalışıldı. Herkesin ifadelerinde özgür olduğu bu ortamda birçok kesimden eleştiri gelse de, İnci, yazarların yazılarına müdahale etmeyi etik bulmadığından dolayı küfürleri de görmezden gelme kararı aldı. Zaten kendi dinamizmini, içerisinde koruyabilen bir oluşumun üslup meselesine kafayı takarak yol alması sıkıntı verici olurdu. Kısacası dünün tarihinden rahatsızlanıp oluşturulan bugün de yarın için problem üretilmek istenmiyor. Bu karmaşık durumun yalın hali şudur; dün sadece fikirleri duyulsun diye kendisi olmaktan vazgeçip yazan insanların yerini, bugün kendi adına konuşabilen yeni insanlar devralmaktadır. Alıyor da. Gerçekten de, böylesine büyük oluşumların yapılandırılmasını yürütmekten daha zor ve tehlikeli bir girişim de yok denilecek kadar azdır. Bu yola baş koyarken eski sözlüklerden fayda sağlayan insanların nefretini çekip, tepki görmekten korkmadan işe girmek gerekiyordu. Oluşturulan yeni sözlükte yeniliklerin getireceği iyiliklere kuşkuyla yaklaşıldı. Bazen anarşist yuvası bazen de küfürbaz insanların yeri denilerek sözlüğe saldırılar oldu. Bu saldırıları, her fırsat bulduğunda geıçekleştirenlerin, zamanla sönükleşmesi sözlüğün başarılı olduğunu gösterdi. Fikirlerin gücüne inanılarak kurulan bir sözlükte her zaman tüm saldırılara açık olunmalıydı. ‘Günde binlerce yazının ve düşüncenin paylaşıldığı bir ortamı şeffaflaştırınca her türlü eleştiriyi göğüslemek de gerekir’ fikri ilk günden beri akıllardaydı. Sözlüğün her geçen gün daha da büyümesi ve sadece fikirlerin alelade paylaşıldığı bir yer olarak kalmaması bu eleştirileri kulak ardı etmeyi kolaylaştırıyor. Medyanın ilgisiyle kendisini daha da legalize eden sözlüğün, gerçeği söylemek gerekirse, diğer sözlükler gibi belirli bir yerde kalmasını düşünmeyen İnci şimdiden daha farklı projelere adım atmaya hazırlanıyor. Belki de toplumun aklına yeni bir som işareti koymak gerekiyor. Sosyal sorumluluğun yeni bir tanımı olamaz mı? Medyadaki yazarlara göre, sıfır noktasına konulan bu internet fenomeninde, Vandalizm gibi uçuk tanımlamalarda yer almak bizi sadece güldürüyor. İnci’nin bir internet fenomeni olduğunu söyleyen köşe yazarlarının komplo teorilerine de gelmek gerekir. Sözlüğün içerisinde kullanılan dilin argo olduğunu söyleyerek sadece bu tanımlamayla İnci’nin geleceği için ‘kara deliğe sürükleniyor’ tahminini yapmak oldukça manasız. Özgürlüklerin kullanılmasında bu küfürleri bir amaç olarak görmeyen İnci’nin ana yapısı genellikle üniversite öğrencisi olan yazarları tarafından her geçen gün geliştirilmekte. Yine bazılarına göre derinlik kaygısı gütmeyen sözlüğün cinsellikle beslendiğini söylemek de şaşırtıcı. Bugüne kadar beyinlerimize insan doğasına aykırıymış gibi empoze edilmeye çalışılan cinselliğin komedi öğeleri katılarak anlatılmasından nasıl bir zihniyet rahatsız olabilir? Bu konuda suçlu, toplumumuz üzerindeki baskıcı anlayışı yenemeyen eski jenerasyonlar mı, yoksa düşüncesini rahatlıkla anlatabilen on binlerce insan mı? Kuruluş aşamasından bu yana baskıcı her unsuru karşısına alarak ilerleyen ve hızla büyüyen internet fenomeninin diğer sözlükler karşısında adeta herhangi bir ilçe lisesine gidip ceketini evde unutan isyankâr öğrenci tanımlamasına sokulması hiç de zorumuza gitmemekte. Bunun yanında diğer sözlükleri uslu, temiz ve entelektüel bir kolejli çocuk gibi gören zihniyete de şaşmaktayız. Manevi duygulardan beslenerek sözlükleşen ve yandaş medyalarında eleştirdikleri İnci’yi kendilerine göre yerden yere vuran zihniyetin ne anlama geldiğini açıklamaya bile gerek yok. Düşünce dünyasından beslenemeden çıkmış, kendilerini evliyalaştırmava çalışan anlayışın toplum tarafından her geçen gün eleştirildiği gerçeğini İnci ortaya koymamıştır. İnci’nin içerisinde yer alan on binlerce insanın hangi manevi duygulara önem verip vermedikleri yönetim tarafından sorgulanmaz. Diğer sözlüklerde olduğu gibi herhangi bir siyasi ya da manevi görüş yönetim tarafından pohpohlanıp yazarlara empoze edilmeye çalışılmaz. İnci kuruluş aşamasında evrenselliğin doğasından beslenmiş, esneklik ve düşünceyi aynı potada eriterek çağın en özgür fenomenini doğurmuştur. Yüz binlerce takipçisinin sahip oldukları farklı gelenek ve düşüncelere saygı duymakla beraber üslup konusunda insanlara yadııgayıcı bir tavırla yaklaşmamıştır. Her türlü duygu düşünceyi kendi içerisinde harmanlamak sözlük olmanın zorunluluğudur. Belirli bir idea üzerinden insanların maneviyatını, düşüncesini ve aklını kökten değiştirici bir tavır takınarak değiştirmeye çalışmak, geçmiş yüzyılların sapkınlığı olarak kalmalıdır. İnci’nin kabalığı, gereksiz yere saygınlığını azaltan eylemler zinciri değildir. Sözlük olmanın gerektirdiklerini kendi türdeşlerine bakınca layıkıyla yerine getirdiğini düşünen İnci’nin, sosyal konularda dikkat çekmek adına yaptığı girişimleri terörist yaklaşım olarak tanımlamak çok tehlikelidir. Bugün İnci’de olan olay, günümüze dek üzerimizde olan tüm jenerasyonların sebepsiz yere başlarını eğmeleri ya da gereksiz yere silaha sarılmaları arasında, kendine bir yer arayan yeni jenerasyonun fazla çıkan sesidir. Bu bağlamda yeni neslin, sorunlarım anlatmada sorunlar yaşadığı gerçeğini ortaya koyabiliriz. Ancak bunu eli sopalı yetkililerinin sert uyarılarıyla yapmak yüz binlerce insanı kırmak demektir. Bu konuda hemfikir olan on binlerce insanın yüce ve cömeıt gönüllere sahip olduğunu görmek için sözlükte biraz dolaşmak yeterlidir. Hocasından azar işitmiş, işinde mutlu olmayan, sokak başında küpe taktığı için tartaklanan ya da uzun saç bıraktığı için aşağılanan bir insana geceleyin kendini deşarj etmek için girdiği bir ortamda sorgulayıcı bir tavır takınmak ne kadar doğru olabilir? Sözlük olabilmenin dengesini her zaman koruyan, bununla beraber yenilikçi bir tavır takman düşüncenin yükselirken dolambaçlı yollardan geçmesi kadar normal bir durum olamaz. İnsanların beyninde ıelax bir tavırla daha fazla toplum için düşünce üretmesini sağlamak milyon TL>lerle olabilecek bir iş değildir. Bundan önceki sözlüklerin İnci üzerindeki olumlu eleştirilerine saygıyla yaklaşan yönetim her zaman kendini saydamlaştırarak varlığını geri plana atmıştır. Aslında bu düşünülmesi gereken bir yaklaşım tarzıdır.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir