Canan Yücel Eronat – Yakup Kadri’den Hasan Ali Yücel’e Mektuplar

Hasan-Âli 1935-37 yıllarında yazınımızın yakın geçmişini yazmayı tasarlar. Dönemi edebi portrelerin, özellikle bir fikir ve sanat adamının, çok yönlü bir kişiliğin çevresinde toparlamayı düşünür. Kararını verir; en uygun kişi Yakup Kadri’dir. Onun bütün ömrünce üstünde durduğu birey ve toplum, derdi günü olaylar ve insanlardır. “Tek ve topluluk. Yakup daima kendini ve kendinden başka fertleri gözlem altında tutmuştur (….) Yazıcılık dışında her ne olduysa o olduğu şeyde daima düşünen ve yazan bir insan kalmıştır. Onda çok bol hayat ve hâdisat malzemesi vardır.”1 1937: Yücel, Ankara’da Yakup Kadri’ye niyetinden söz eder ve yardım sözü alır. Bir mektupla tasarısının ayrıntılarını açıklar. Yakup Kadri’nin Hasan-Ali’ye ilk yanıtı, derleyebildiğim on beş mektubunun da ilkidir. 12 Mayıs 1957 tarihli mektubunda ise, Edebiyat Tarihimizden’in yayımlanmak üzere oluşundan duyduğu hoşnutluğu dile getirir. Bu kitap Yakup Kadri için yazılan ilk kitaptır. Oysa tanışmaları çok gerilere, mütareke yıllarına uzanır. Bir süre birbirlerinden uzak bulunsalar bile birbirleri ile ilgili kalırlar; dostlukları hiç yara almadan ömürleri boyu sürer. 1 Hasan-Âli Yücel, Edebiyat Tarihimizden, Birinci Cilt (ikinci cilt çıkmamıştır), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlan, Seri: 1, No: 6, Ankara 1957; tıpkıbasım: İletişim Yayınlan, İstanbul 1989. 7 27 Mart 1889 1895 17 Aralık 1897 1902 1905 1908 Yakup Kadri Kahire’de doğar. Manisa’ya göç eder. Yakup Kadri Fevziye Mektebi’nde okurken, Hasan-Ali İstanbul’da dünyaya gelir. Yakup Kadri, Manisa Rüşdiyesi’nden sonra İzmir İdadisi’ne yazılır. Arkadaşları Ömer Seyfettin, Şebabettin Süleyman, Baha Tevfik ve Abdullah Rahmi…. Yakup Kadri’ye Edebiyat-ı Cedide’yi tanıtan, Halit Ziya, Mehmet Rauf ve Tevfik Fikret’i sevdiren; yazınımızın Fransız yazınından esinlendiği savıyla onu Fransızca öğrenmeye, Fransız yazarlarım okumaya teşvik eden Abdullah Rahmi’nin yeri çok başkadır. Abdullah Rahmi’nin etkisiyle bir ara İskenderiye Frerler Mektebi’ne devam eder; özel ders alarak Fransızcasmı pekiştirir. Yakup Kadri, İzmir İdadisi’nin beşinci sınıfını bitirince tatilde Mısır’a gittiklerinde 17 yaşın uyanıklığı ile Jön Türkleı’e yakınlaşır. Osmanlı yönetiminin zulmünden kaçmış bu vatanseverlerden istibdadın, sansürün nemene şey olduğunu öğrenir. İlk öykü çevirileri Türk dergisinde basılır. Fikret’in “Bir Tutam Odun”, “Sis”, “Bir Lahza-i Teahhur” ve “Tarih-i Kadim” şiirleri de (imzasız olarak) ilk kez bu dergide yayımlanmıştır. (Jön Türkleı’in pirlerinden Şerefettin Mağmumi’nin 1902’de Kahire’de çıkarmaya başladığı Türk dergisinde hürriyetseverlerin yazılan bulunuyordu.) Yakup Kadri annesi ve kardeşiyle İstanbul’a gelir, Kadıköy’e yerleşir, Hukuk’a yazılır. İkinci Meşrutiyet ilan edilmek üzeredir. İstibdat, Yakup Kadri için bir beyin cenderesi, kendisini boşlukta hissettiği bir ortam; 1908’le gelen hürriyet ise sınırsız bir düşünme ve yazma özgürlüğü, yeni fikirlere açılımlar dönemidir. 8 On bir yaşlarındaki rüşdiye öğrencisi Hasan-Âli için ise, istibdat, gözlerine perde çekilmiş, sözüne sazına susturucu takılmış insanların soluk alamadığı bir iklim; o neredeyse göstermelik, tadımlık hürriyet ise özünü kavramakta zorlandığı coşkulu bir gürültü, üstünde “YA HÜRRİYET, YA ÖLÜM” yazılı bal rengi bir külah. 1909 Yakup Kadri’nin basılmış ilk yazısı “Nirvana”, Resimli Kitap’m Haziran sayısında çıkar. Yakup Kadri Fecr-i Ati topluluğuna katılır. Servet-i Fütıım, îkdam, Rübap, Türk Yurdu, Yeni Mecmua gibi dergi ve gazetelerde yazıları yayımlanır. 1911 Mektebi Osmaniye’nin rüşdiye kısmını bitiren Hasan-Âli, Vefa İdadisi’ne girer. 1913 Hasan-Âli’nin “İntikam Olsun” isimli basılmış ilk yazısı Mektepli dergisinde yayımlanır. Konu: Balkan bozgunu göçmenleri. 1914 I. Dünya Savaşı başlar. 1915 Hasan-Âli Vefa İdadisi’nin son sınıfında askere alınır. 1916 Yakup Kadri verem olur. Üç yıl İsviçre’de tedavi görür. Ciğerinin bir bölümünü ve birkaç kaburgasını orada bırakarak yurda döner. 1919 İşgal altındaki İstanbul’da Mütareke devrinin en ağır koşullarını bulur. Milli Mücadeleyi 385 makale üe destekler. 15 Mayıs 1919 Yunanlılar İzmit’i işgal eder. 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Samsun’a çıkar. O yü Hasan-Âli Darülfünun Felsefe Bölümü’ne ve Yüksek Muallim Mektebi’ne yazılır. Darülfünun öğrencileri Zeynep Hanım Konağı’nda okur; 9 bir bölümü, zamanında İttihat ve Terakki’nin toplandığı Eşref Efendi Sokağı’ndaki binada barınırlar. Kimi arkadaşları gibi gazetelerde muhabirlik yapan Hasan-Ali arkadaşlarına cephe haberlerini ulaştırır. Darülfünun kaynamaktadır. 1921 Ankara’ya çağrılan Yakup Kadri, Tetkik-i Mezalim Komisyonu’nda görevlendirilir. Anadolu’yu dolaşır: Kütahya, Simav, Gediz, Sakarya…. Garp Cephesini ziyaret eder, Ankara’ya varır. 17 Temmuz 1921 Orada hayatının en şanlı hadisesini yaşar: Mustafa Kemal Paşa’yı tanır. Çöküşün, yıkılışın, yenilgilerin izlerini bedenlerinde ve beyinlerinde taşıyan; gelişmelerinde kara ekmek ve öfke ile beslenen, ezildikçe yekinen, cephelerdeki deneyimlerin etkileriyle dopdolu bir kuşak. Bu kuşak Anadolu’dan yurda dalga dalga yayılan umutla yiğitleşiyordu. Kendini yaşayamayan bir ülkede, kendini yaşayamayan bir İstanbul’da kâh Darülfünun sıralarında, kâh BabIali’de gazetede idarehanelerinde, kıraathanelerde, ya da Sultanahmet meydanında mitinglerde, kümeleşen vatandaşlardan bir aydın topluluk oluşuyordu. Gençlik, bilincini bileyerek, düşünmeyi öğrenerek benliğini bulmaya, kişiliğini oluşturmaya, kurtuluşun felsefesine ulaşmaya kararlı bir gençliktir. Yayından fırlayan ok gibi hedefini önceden saptamış, bütün ömürlerince 1923 devrimine baş koymuş, gönül vermiş bu aydm kafalar her demlerinde taze güç olarak kalmışlar ve Cumhuriyet aydınlanmasında yerlerini almışlar. Başkomutanın etrafında anında hazırola geçen, canını esirgemeyen kahramanlar, aydınlar yanında, teyakkuzla destek veren, ileri aşamalarda, kurtuluşu düşünce düzeyinde algılayamadıklarından solukları tükenen, sivilleşemeyen, laikleşemeyen köstekler de az değildi. 10 19 Aralık 1922 2 Şubat 1923 1923 1924 1926 1927 1930 1935 1932 1933 1935 30 Haziran 1921 Hasan-Âli Darülfünun’u bitirir. “Felsefe Tedrisatı” (Felsefe Öğretimi), “Tali Tahsilde Vahdet” (Ortaöğretimde Birlik) başlıklı yazılan Dergâh dergisinde yayınlanıyordun Bu yazılan, dergiyi çıkartanlardan Yakup Kadri’nin dikkatini çeker; bu genci tammak ister. Böyle bir ortamda konusu felsefe olan bir yazı vesilesiyle karşılaşmalan bu dostluğun nasıl bir temele oturduğunu gösterir. Hasan-Âli İzmir Yüksek Öğretmen Okulu’nda öğretmenliğe başlar. Cuivieı’den Felsefe Elifba’sim eklemelerle dilimize aktanr. İzmir’de Gazi Paşa ile karşılaşır. Medreselerin ne zaman kapatılacağını sorar. Yakup Kadri, Mardin Milletvekili olur. Hasan-Âli İstanbul Erkek, Kuleli Askeri ve Galatasaray liselerinde felsefe, edebiyat ve yurttaşlık bilgisi öğretmenidir. Mantık Kitabı yayınlanır, (ilk mantık kitabimizdir). Hasan-Âli Bakanlık mütfettişi olur; yurdu kanş karış dolaşır, tanır. Fransa Öğrenci Müfettişi olur. Batı kültürüyle tanışır. Yakup Kadri Manisa Milletvekili olur. Arkadaşları ile ilerici Kadro dergisini çıkarır. Hasan-Âli Ortaöğretim Genel Müdürü’dür. Görevlerinde edindiği birikimleri kitaplarına yansır. Hasan-Âli Yücel, İzmir Milletvekili olur. Bu yıllarda Karaosmanoğlu’nun diplomatlığı baş11 28 Aralık 1938 5 Ağustos 1946 2 Kasım 1950 23 Eylül 1960 lar. Önce Tiran, sonra Prag (1935), Lahey (1939), Bern (1942 ve 51) ve Tahran’da (1959) elçidir. Yakup Kadri’nin zoraki diplomatlığı süredursun, yazar-düşünür Yakup Kadri’nin 1920’den beri en önde gelen özelliği romancılığıdır. Abdülaziz’den bu yana geçmişimizin geniş açılı panoraması, romanlarıyla devir devir ortaya çıkar. Yakup Kadri’nin romanlarını okurken Kurtuluş Savaşı’nda hangi cephelerde döğüştüğümüzü görür, İnkılap Tarihi’mizi okumuş kadar oluruz: • Hep O Şarkı (1956) Abdülaziz dönemini anlatır. • Bir Sürgün (1937) 1900 yıllarında başlar; II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimi ile savaşmak için yurt dışına kaçan Jön Türkler’i anlatır. • Nur Baba (1922) Abdülhamit devrini anlatır. • Kiralık Konak (1920) 1908-1916 • Hüküm Gecesi (1927) II. Meşrutiyet döneminde partiler arası çekişmeleri anlatır. • Sodom ve Gomore (1928) Mütareke yıllarında direnenleri ve işbirlikçileri anlatır. • Yaban (1932) Mütareke ve Milli Mücadele devrini anlatır. • Ankara (1934) Cumhuriyet’in ilk on yılını anlatır. • Panorama (1953-54, iki cilt) I. ve II. Cumhuriyet sonrasmı anlatır. Yücel Milli Eğitim Bakanı olur. Yücel Milli Eğitim Bakanlığı’ndan kendi isteği ile ayrılır. Köşesine çekilir. Vatandaşlarına yazılarıyla ulaşır. Bu iki Cumhuriyet aydını bugün sonuçlarına zor katlandığımız yanlışların temellerinin atıldığı, laiklikten ilk ödünlerin verildiği 1946-47 yıllarının tanığı olurlar. Yücel CHFden ve Ulus gazetesinden ayrılır. Yücel, Cevat Fehmi Başkut’un tutumuna dayanamadığından, evinden gayrı tek soluk aldığı yer 12 olan gazetesi Cumhuriyet’ten ayrılmak zorunda kalır. 1961 Ocak Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Kurucu Meclis üyesi olur. Hasan-Ali Yücel, nedense Kurucu Meclis’te yoktur. 26 Şubat 1961 Hasan-Âli Yücel ölür. Ardından yıka yıka bitiremediğimiz eserler bırakarak. Yakup Kadri Karaosmanoğlu Manisa milletvekilidir. 13 Aralık 1964 Y.K. Karaosmanoğlu yazınımıza saymakla bitmez kitaplar bırakarak ölür.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir