Kategori: Tarihi

Denis Guedj – Berenis’in Saçları

“Tabanıma bakın, tabanıma! Granit kadar sert ayak tabanlarım var.” “Atsineği kadar da yumuşak bir kafan,” dedi meyhanedeki en yüksek tabureye kurulmuş kadın. “Sanatçıya biraz saygı gösterin!” Obol öfkeden deliye dönmüş, sinirden tir tir titriyordu: “Bir terbiyesizliğinizi daha görürsem annemin üstüne yemin ederim, sahneyi terk ederim. “Hiç durma, annene git! Hadi, annene!” Sahneyi terk edecekmiş gibi […]

Vladimir Bartol – Fedailerin Kalesi Alamut

1092 ilkbaharının ortalarında oldukça büyük bir kervan Semerkant ve Buhara’dan geçip kuzey Horasan’a doğru uzanan, ardından da Elbruz Dağları’nın eteklerine dek kıvrıla kıvrıla giden eski askeri yolda ilerliyordu. Karların erimeye başladığı sıralarda Buhara’dan yola çıkan kervan haŌalardır yollardaydı. Arabacılar kırbaçlarını savurup, yorgunluktan tükenme arifesindeki arabalara koşulu hayvanlara çatlak sesleriyle bağırıyorlardı. Birbirlerinin peşi sıra uzayıp giden […]

David Mason – Ölüm Denizaltıları

Londra’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki bir odanın duvarında «önemli Olayların Kronolojik Şeması, 1939-1945» başlığını taşıyan bir levha uzun zaman asılı kaldı. Bu dikkat çekici levhanın ikinci sütununda üçer aylık devreler halinde müttefiklerin gemi kayıpları (mavi) ile Almanların denizaltı kayıpları (kırmızı) yan yana gösterildi. Savaşın ilk yıllarında mavi sütun yürekler paralayıcı ve trajik bir intizamla yükselirken, kısa […]

David Gibbins – Son Ahit

Bu çalışma bir kurgudur. İsimler, karakterler, kurumlar, mekânlar ve olaylar tamamen yazarın hayal ürünüdür. Gerçek olarak algılanmamalıdır. Gerçek ya da kurgu herhangi bir olayla, mekânla, kurum ya da ölü veya hayattaki kişilerle bir benzerliği varsa tümüyle rastlantıdır. Romanın dayandığı gerçekler ise, yazarın kitabın sonuna eklediği bölümde tartışılmaktadır. … O, yeryüzünün en güzel yerlerini mahveden bir […]

Kürşat Başar – Başucumda Müzik

Bazen kendimizi bir hayalin içinde sanırız ama aslında yaşadıklarımız gerçektir. Bazen de her şeyi gerçek sanırken aslında yalnızca hayal gördüğümüzün farkına varmayız. Bu kitapta yazılanların hepsi gerçektir. Ama aynı zamanda hepsi yalandır. Çünkü onu ben yazdım. Başucumda müzik olmadan uyuyamam. Çocukluğumdan beri. En azından şu küçük müzik kutusundan gelen o eski aşk şarkısı mutlaka çalar, […]

Kurt Vonnegut – Kedi Beşiği

İçindekiler Dünyanın sona erdiği gün Güzel, güzel, çok güzel Ahmaklık Uzantıların ufak ufak birbirine dolanması Bir hazırlık öğrencisinden mektup Böcek dövüşleri Saygıdeğer Hoenikkerler Newt ’ ın Zinka olayı Volkanlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Gizli ajan X-9 Protein Dünyanın sonu kokteyli Başlangıç noktası Otomobillerde kristal vazoların olduğu günlerde Mutlu Noeller Anaokuluna dönüş Kızlar Bölümü Dünyadaki en değerli […]

Ksenophon – Anabasis – Onbinlerin Dönüşü

Ksenophon, İ.Ö. 430 yılında, Atina yakınlarında doğdu. Genç yaşta, ünlü filozof Sokrates’in öğrencileri arasına katıldı. İ.Ö. 404 yılında, Peloponez Savaşı sona ermiş, İsparta’ya yenilen Atina, çok kötü şartlarla bir barış imzalamak zorunda kalmıştı. Üç yıl sonra, İran kralı Artakserkses’in kardeşi genç Kyros, Ispartalı kuvvetler ve paralı askerler yardımıyla, tahtı zorla ele geçirmek amacını güderek harekete […]

David Gibbins – Bizans Altınları

Bu kitap bir kurgudur. İsimler, karakterler, kurumlar, mekânlar, olaylar, yazarın hayal gücünün ürünüdür ve gerçekmiş gibi algılanmamalıdır. Gerçek ya da başka kurgusal olaylarla, mekânlarla yaşayan ya da ölmüş kişi ve kurumlarla herhangi bir benzerlik varsa bu tamamen rastlantısaldır. Romanın gerçek olaylara dayanan zemini, kitabın sonunda yazarın notu olarak bilginize sunulmuştur. Ganimetler genelde gelişigüzel kümeler halinde […]

Knut Hamsun – Dünya Nimeti 2

Sellanraa ıssız bir yer olmaktan çıkmıştı, orada büyüklü küçüklü yedi kişi yaşıyordu. Sonra kısa süren ot biçme Ümitler boşa gitmişti. İhtiyar Sivert’in hesapları Eleseus’un kontrolünden sonra eh o kadar karışık çıkmamıştı, ama küçük çiftlikle inek, kayıkhane ile büyük ağ, kasa açığını zar zor kapatıyordu. Hem sonra durumun böyle bir sonuç, yani oldukça iyi bir sonuç […]

Knut Hamsun – Dünya Nimeti 1

Bataklıklardan geçerek ormana giren bu uzun patikayı kim mi açtı? O adam, buralara gelen o ilk insan açtı. Ondan önce bu yol yoktu henüz. Sonraları bazı hayvanlar; bataklıklardan, çamurlu topraklardan geçen bu belli belirsiz izleri takip ettiler ve onları daha görünür hale soktular; aradan zaman geçti, bazı Lâponlar bu keçiyolunun farkına vardılar ve ren geyiklerine […]

Kızlarağasının Piçi – Reşat Ekrem Koçu

Bu yazıları, tarihi istismar niyetiyle yazmadım. Bunlar, tarihten çıkarılmış küçük küçük sahneler, portrelerdir. Modeller hakikidir, şahıslar uydurma değildir. Hadiseler, yazdığım gibi cereyan etmiştir. Fakat bunlar, bir fotoğrafla çekilmiş değil, fırça ve boya veyahut kalemle yapılmış resimlerdir. Öyle zannediyorum ki, bu resimler, gençler ve halk için faydalı olabileciği gibi “cemiyet ilmi”nin de işine yarayabilecektir. Soğuk, rüzgârlı […]

Kemal Tahir – Yorgun Savaşçı

FilisƟn cephesindeki subay arkadaşlarının “Cehennem Topçu” dedikleri, Yüzbaşı Cemil, dürbünü indirmeden kısa kısa gülünce, teyzesinin kızı Neriman gözlerini örgüsünden kaldırıp pencereden baktı: — Neye güldünüz? — Hiç… — Kuzum neye güldünüz? — “Bataryateeş” diye bağırsaydım, korkar mıydın? — Ödüm kopardı. — Dalmışım. Cemil dürbünü indirdi. Bizim bölükler karşı tepeye saldıracaklarmış da koruma ateşi açacakmışım, gibi […]

Kemal Tahir – Kurt Kanunu

İttihatçıların ünlü fedailerinden Abdülkerim Bey soluğunu tutuverdi. «Ne var? Nedir o?..» Bir polis koşuyor… Meçini kalçasına bastırmış… Vapura koşuyor. Abdülkerim Bey sendeledi, omuzu üstünden kapıya baktı. Bir yere tutunmak ister gibi debelenerek dirseğiyle emektar parabellum’unun katığını buldu. Yana kayıp dışardan görünmemeğe çalışarak rıhtımı gözetledi. Polis, kalabalığı yarmaya uğraşıyordu. Yavaşlamıştı. «Savuşmalı… Yakaladılar mı söyletir Ekrem… Söyletir […]

Kemal Tahir – Karılar Koğuşu

Kapı yavaş yavaş, ihtiyatla açıldı. Biraz aralık durdu. Sonra çıplak ayakların hafif şıpırtısı işitildi. İstanbullu yeni uyanmışƨ. Yaƴğı yerden içeri gireni göremiyordu. Ama kim olduğunu biliyordu. Mahsustan büyük sesiyle sordu:. — Kim o? Cevap veren olmadı. — Kim o? — Aduş… — Aduş… — Hey… — Kız “Hey” ne demek? Aduş? — Efendim. — Sabah […]

Kemal Tahir – Esir Şehir #1 – Esir Şehrin İnsanları

Önü sıra sürüklediği kurşuni bulutlarla ufuktaki dağları silerek Ege Denizi’ne, ağlamaklı bir şubat akşamı iniyordu. Oldum olası güneş yüzü görmemişe benzeyen gün baƨda, bir damla kızıllık yoktu. İmbat düşmüş, yaşlı şilepte rüzgâr ıslıklarının yerini, yorgun makinelerin ıslak hırılƨsı, zangırdayan gövdenin demir gıcırƨsı almışƨ. Güvertede ķçılarla sandıklar karmakarışık, bütün demirler paslı, donanım ipleriyle brandalar lime limeydi. […]

Kemal Tahir – Devlet Ana

Sen-Jan şövalyelerinden Notüs Gladyüs, sayvana çıkan merdivenin kapısında, hancı güzeli yerine, karayağız oğlanı görünce somurttu. “Oynaşını yolladı kancık! Gömleğin temizliğinden belli bununla yattığı…” Karının gelmemesine değil, oğlanın çok yakışıklı, çok da çalımlı olmasına kızmıştı. “Silahşörden ürker uşak takımı… Hanımının koynuna girdiğinden mi palikaryalık taslıyor, bu köpek?..” Delikanlı, pazı güçlerine güvenen yeniyetmelerin kasıntısıyla yaklaşıp elini göğsüne […]