Toprağın üzerine sis çökmüştü. Otomobil farlarının ışığı, şose boyunca uzanan yüksek gerilim tellerinde yansıyordu. Yağmur yoktu, ama şafak vakti toprak nemliydi ve kırmızı trafik ışığı yandığında ıslak asfalt üzerinde belli belirsiz kırmızımsı bir leke oluşuyordu. Kampın soluk alıp verişi kilometrelerce öteden hissediliyor, teller, şoseler ve demiryolları gitgide yoğunlaşarak kampa doğru uzanıyordu. Düz çizgilerle dolu bir […]
Kategori: Savaş
Turgut Özakman – Diriliş Çanakkale 1915
1948’den beri yakın tarihimiz, özellikle Milli Mücadele hakkında anı, belge, bilgi toplamaktaydım. Milli Mücadeleyi yazmak için birçok hazırlık da yapmıştım. Ama tarih sırasına uyarak önce Çanakkale’yi yazıp bitirmeliyim diye düşündüm. Çünkü Çanakkale bir dirilişti, Türkün geri dönüşüydü, Milli Mücadelenin ve Cumhuriyet’in habercisi, taç kapısı, arifesiydi, ‘yeni Türkiye’nin önsözüydü. Hazır olduğumu sanarak başladım. Epeyce de yazdım […]
Turgut Özakman – Şu Çılgın Türkler
1948 yılında on arkadaş, Nezih Bayman adlı bir arkadaşımızın başkan olduğu Anadolu Oymağı adlı bir derneğin düzenlediği uzun yürüyüşe katıldık. Polatlı’dan Dumlupınar-Zafer Tepe’ye kadar yürüyecek, Sakarya siperlerinden aldığımız toprağı Zafer Tepe’deki anıtın toprağına katacaktık. 19 Ağustos 1948 günü Ankara’dan Polatlı’ya trenle gittik. Polatlı’dan Zafer Tepe ‘ye kadar on gün yayan yürüdük. Yol çizgimiz şöyleydi: Polatlı, […]
Tom Clancy – Kızıl Ekim
Polyamyy’deki Kuzey Filosuna bağlı denizaltı üssünde, Sovyet Deniz Kuvvetlerinden Kıdemli Albay Marko Ramius, Arktik denizinin buz gibi havasına göre giyinmişti. Üzerinde beş kat yün ve deri vardı. Pis görünüşlü bir liman römorkörü, komuta ettiği denizaltının pruvasını kanalın aşağısına, kuzeye doğru itiyordu. Kızıl Ekim adlı denizaltıyı iki ay boyunca taşımış olan havuz, şimdi suyla dolu betondan […]
Metal Fırtına 1 – Orkun Uçar – Burak Turna
Karanlık, doganın örtüsü haline gelmisti. Sessizligin içinde, böcek çıglıkları bile duyulmuyordu. Irak’ın daglık kuzey bölgesinin sınırındaydı burası. Çölün sona erdigi topraklarda düzlükler ve yükseltiler birbirine karısmaya baslıyordu, ufuk çizgisindeki daglık alan, karanlıgın içinde ancak bir gölge olarak beliriyordu. Genis düzlük alanları ara ara tepeler kesiyordu. Zor bir cografyaydı; hem toprak, hem de insan olarak. Çok […]
Orkun Ucar, Burak Turna – Metal Fırtına 3 – 3. Dünya Savaşı
Runnimede’de her zamanki gibi ya mur ya yordu. Kara bulutlar çökmüEtü orman n, Eehrin üzerine. Kalenin d E n Toprak a as baronlar vergileri gittikçe art r yordu. Bunun nedeni de Kral’ n sürekli kendilerinden asker ve para talep etmesiydi. Biraz sonra kaleye al nacaklard ama atlar n d Ear da b rakmalar istenmiEti onlardan. […]
Nikiforos Vrettakos – Boranla Gelen
Bu kitabın ilk baskısı 1945’te yapıldı. Kitap, 1942-1943 Alman işgali sırasında tutulan notlara dayanılarak yazıldı. Kitapta anlatılan tüm olaylar gerçektir, yaşanmıştır, ilk biçimiyle yapıt, bir çöküş dönemini yansıtan kimi notların kâğıda dökülmesinden ileriye gidemedi. Bu notların bir gün yeniden ele alınıp işlenmesi gerekiyordu. Yaşanmış olaylarla duygulanmalar, zamanla içimizde, doğru bir biçimde bölümlenir ve sanat için […]
Nazan Bekiroğlu – Nar Ağacı
Elimdeki zarfın arka yüzündeki adrese baktım. Otuz yıl önce postaya verildiği yerin harflerini okudum teker teker: Te-hı-te; Taht. Sin-lâm-ye-mim-elif-nûn; Süleyman. Bir tire koydum araya, Farsça tamlamayı kurdum: Taht-ı Süleyman. Taht-ı Süleyman’dan gelmişti bu mektup. Demek ki şimdi bana ne çok yolculuk var ve yolun sonunda daima Taht-ı Süleyman var. Peki ama ben ne kadar çok […]
Mihail Solohov – Ve Durgun Akardı Don 4
Yukarı Don Kazaklarının ayaklanması hatırı sayılır Kızıl Kuvvetlerinin Güney Cephesinden çekilmesine yol açarak; Don Ordusuna, Novoçerkask’ı koruyan kuvvetlerini yeniden toparlayıp en güvenilir ve en denenmiş alaylarından (özellikle aşağı Don Kazaklarıyla Kalmuklardan) kurulu yaman bir vurucu kuvveti Kamenskaya ve Ust-Belokalitvenskaya bölgelerinde yığma fırsatını verdi. Vurucu kuvvetin görevi, gün ki, Anikuşka onunla aynı sığınakta yatmaya dünyada razı […]
Mihail Solohov – Ve Durgun Akardı Don 3
1918 Nisanında Don ilinde büyük bir yarılma görüldü. Kuzey nahiyelerinin cepheden dönen Kazakları –Koper, Ust-Medveditskaya, yukarı Don ırmaklarının suladığı kıyıların Kazakları– geri çekilen Kızıl Partizan birliklerine katıldılar, aşağı nahiyelerin Kazakları ardlarından bastırıp onları il hudutlarına doğru sürdü Miron kızıl sakalına doğru gülümseyerek, kiraz dalından kamçısıyla oynamaya daldı. Kuşkuları yatışmış olacaktı. Konuyu değiştirdi: “Ne diyorsun, nasıl […]
Mihail Solohov – Ve Durgun Akardı Don 2
Ekim. Gece. Yağmur ve rüzgâr. Ormanlık arazi. Akçaağaçlarla kaplı bir bataklığın kıyısında siperler. İlerde dikenli tel örgüler. Siperlerin içinde dondurucu sulu kar. Bir gözetleme noktasının sacı ıslak, hafiften parlıyor. Sığınaklarda tek tük ışıklar. Subay sığınaklarından birinin girişinde tıknaz bir subay, ıslak parmakları kaput bağları üstünde kaya kaya bir saniye durdu. Alelacele bağları çözdü, yakasından suları […]
Mihail Solohov – Ve Durgun Akardı Don 1
Melekof çiftliği Tatarsk köyünün ta sonundaydı. Ağılın kapısı kuzeyde Don’a açılırdı. Yosun kaplı kireçli yamaçlar arasında yirmi metre kadar aşağıya uzanan sarp bayırı indin mi kıyıya varırdın. İnci gibi ışıldayan midye kabukları, kurşunî çakıltaşlarıyla kırık kırpık kıyı derken, bir de bakardın, Don’un çelik mavisi kıpırtılı yüzey “Ne gördü o karıda bilmem ki, dostlar! Kadın demeye […]
Michael Grant – Yoklar – Dünyanın Sonu Böyle Gelecek
BİR DAKİKA önce öğretmen İç Savaş’ı anlatıyordu. Bir dakika sonra ise gitmişti. Tam şuradaydı. Oysa şimdi yoktu. Öyle sihirbazlık numaralarmdaki gibi bir duman bulutu ya da patlama olmamış veya ışık çakmamıştı. Sam Temple üçüncü dönem tarih dersi sınıfında oturmuş, boş gözlerle tahtaya bakıyordu. Aklı ise bulunduğu yerden çok uzaklardaydı. Kafasının içinde arkadaşı Quinn’le birlikte sahildeydi. […]
Michael Crichton – 13. Savaşçı
İbn-i Fadlan’ın M.S. 922’de Kuzeylilerle yaşadığı deneyimleri içeren elyazması. “Eaters of the Dead” “Gündüzü akşam olmadan, bir kadını yakılmadan, bir kılıcı kullanmadan, bir kızı evlenmeden,buzu aşmadan, birayı içmeden önce asla övme.” —VİKİNG ATASÖZÜ “Kötülük her zaman vardır.” —ARAP ATASÖZÜ İBN-İ FADLAN ELYAZMASI, TANIK OLUNMUŞ EN ESKİ Viking yaşamı ve toplumunu gözler önüne serer. Bu, bin […]
Mehmed Niyazi – Yemen Ah! Yemen
Mayısın ortaları olmasına rağmen gündüz yolculuk yapmak imkansızdı; güneş ikindiye kadar çöle mızrak gibi saplanır, kilometrelerce uzanan Tehame Çölü’nün soluduğu alevler nefesi tıkardı. Bunun için askerî mühimmat, buğday, şehriye, makarna, su dolu kırbalarla yüklü iki yüz civarında deve, at, katırla akşam üstü yola çıktılar. Tabura ve kervana kılavuzluk etmek amacıyla San’a’dan gelen birlikten bir hecin […]
Mehmed Niyazi – Çanakkale Mahşeri
Nöbetçinin haberi üzerine gözetleme yerine gelen Tabur Kumandanı Binbaşı Talât, boynunda asılı dürbününü gözlerine yaklaştırdı. Kurşun renkli gökle maviliğin kesiştiği yerde, önde gambotlar, arkada zırhlılar dumanlarını savurup, hafif dalgalı denizi yararak geliyorlardı. Başını çevirdi, karaağacın yanında dikilen Ahmed Çavuş’a bağırdı: – Batarya Kumandanı’na haber ver, düşman göründü. Tekrar gözetlemeye devam etti. Biraz sonra subaylar ve […]