Kategori: Polisiye

Kemal Tahir – Gangsterler Kraliçesi

Düşün ve edebiyat dünyamızın dev ismi Kemal Tahir’in, F. M. Duran takma adıyla yazdığı özgün polisiye maceraları yıllar sonra yeniden yayımlanıyor. – Eller havaya! dedim. Eller yukarı, kalbimin orangutanı… Küçük siyah gözlerinden bir kin ışıltısı geçti. Boynumu bu sırada yakalasa işimin harap olacağını anladım. Yerdeki tabancayı ayağımla bir kenara attım. – Şimdi beni iyice tanıdın […]

Kemal Tahir – Ecel Saati

Polisiye tarihimize kısa bir yolculuk A. Ömer Türkeş 1930’lu yılların ortalarında Peyami Safa, Server Bedi takma adıyla eski Cingöz Recai öykülerini yeniden yayınlayıp, ayrıca yeni Cingöz Recai maceraları hazırlayınca Kemal Tahir bunu eleştirmiş ve Ziya İlhan’a yazdığı bir mektupta: “Peyami, Cingöz Recai maceralarından 70.000 adet bastırıyormuş” diyerek arkadaşına da benzer öyküler yazıp para ve ün […]

Kemal Tahir – Derini Yüzecegim

— Sinirlenmeyin, diye nasihat verdi: Olur böyle şeyler. — Kızın yakasını bırak! diye söylendim: Kızın yakasını bırakmazsan karışmam. Pek öfkelisiniz Mister Hammer… Bu işin sizi niçin bu kadar ilgilendirdiğini anlayamıyorum Yakında Matmazel Velda ile evleneceksiniz, insan nişanlı vaziyetinde olursa başka güzel kadınlarla bu kadar alakalanmamalı. — Nasihat istemiyorum pis herif… Kızı rahat bırak diyorum, Kemal […]

Karl Olsberg – Sistem

Sirenin tiz sesi istasyonda kulakları tırmalıyordu. Bu ses ikinci dereceden alarm seviyesine, derhal insani bir müdahaleyi gerektiren ön ahizesine yönelmişti. Kısa bir süre sonra küçük tuvalet kabininin kapısı açıldı ve Orlov ona doğru süzüldü. Karmakarışık siyah saçları diken dikendi ve bu ona vahşi bir hava katıyordu. “Ne yaptın?” diye sordu ağır bir aksanla. Kalın kaşlarının […]

Karin Fossum – Inspector Konrad Sejer #5 – Sana Sesleniyorum

Sessizlik, bir köpeğin havlamasıyla bozuldu. Anne, lavabonun başından doğruluyor ve gözlerini pencereden dışarı dikiyor. Köpek gırtlaktan gelen kısık bir sesle havlıyor. Siyah, kaslı vücudu heyecandan titriyor. Sonra anne oğlunu görüyor. Oğlu kırmızı Golf’ten çıkıyor ve mavi torbayı yere bırakıyor. Pencereye doğru bir göz atıp annesinin belli belirsiz hatlarını seçiyor. Köpeğin yanına gidiyor ve zincirini çıkarıyor. […]

Dashiell Hammett – Türk Sokağındaki Ev

ONUNCU İPUCU “Bay Leopold Gantvoort evde yoklar,” dedi kapıyı açan uşak, “ama oğlu Bay Charles Gantvoort buradalar, onunla görüşmek isterseniz…” “Hayır, Bay Leopold Gantvoort’la dokuz, dokuzu az geçe gibi sözüm vardı. Saat tam dokuz. Birazdan gelir herhalde. Beklerim.” “Buyrun efendim.” Kenara çekilip girmeme izin verdi, paltomla şapkamı aldı, ikinci kattaki bir odaya. -Gantvoort’un çalışma odasına- […]

Dashiell Hammett – Sırça Anahtar

Samuel Dashiell Hammett 27 Mayıs 1894’te Maryland Eyaleti’nde, St. Mary’s County’de doğdu. Altı yaşındayken ailesiyle Philadelphia’ya, ertesi yıl da Baltimore’a taşındı. 1908 yılının Eylül ayında Baltimore Politeknik Lisesine yazıldı, ama kısa bir süre sonra ayrıldı ve bir daha okula gitmedi. 1915 yılına kadar çeşitli işlerde çalıştıktan sonra Pinkerton Ulusal Dedektif Hizmetleri Şirketi’ne özel hafiye olarak […]

John Verdon – Dave Gurney #2 – Gözlerini Sımsıkı Kapat

Kusursuz Çözüm Aynanın karşısına geçip gülümseyerek aynı şekilde karşısında gülümseyen yansımasına büyük bir memnuniyetle baktı. Kendisinden, yaşamından, zekasından daha fazla hoşnut olamazdı. Hayır, bundan da ötesiydi aslında, zekadan çok daha ötesiydi. Zihinsel durumunu daha ziyade her şeyi anlayabilecek kapasitede olduğunu söyleyerek tanımlamak daha doğru olurdu. Bu, yani her şeyi anlama gücü sıradan insan bilgisini katbekat […]

John Verdon – Dave Gurney #4 – Peter Pan Ölmeli

Övgüler; Bu kitap hayatım boyunca okuduğum en iyi gerilim romanları arasında ilk sırada… Dilbaz ve kalp parçalayıcı; okuyucuyu son sayfaya kadar şüpheli bir bekleyiş içinde bırakıyor. Zekice işlenmiş kurgusu nefesinizi kesecek… Asla kaçırılmayacak türden!” John Lescroat Gerçekten de elinizden bırakamayacaksınız. Daha önce hiçbir eser beni bu kadar içine çekmemişti… John Verdon kusursuz karakterlerle bezeli kusursuz […]

John Verdon – Dave Gurney #3 – Şeytanı Uyandırma

Kadın durdurulmalıydı. İmalar işe yaramamıştı. Tatlı dille yapılan ikazlar dikkate alınmamıştı. Daha sert girişimlerde bulunulmalı, çarpıcı, yanlış anlaşılması imkansız bir şey yapılmalı, böylece durum net biçimde açıklanmalıydı. Açıklamanın tam istenildiği biçimde anlaşılması hayati derecede önemliydi. Kuşkuya, sorulara yer bırakılmamalıydı. Polisin, medyanın ve bu acemi işgüzarın mesajı mutlaka anlamaları, önemini kavramaları sağlanmalıydı. Önündeki sarı deftere düşünceli […]

John Verdon – Dave Gurney #1 – Aklından Bir Sayı Tut

ÖVGÜLER “Çok, çok uzun zamandır okuduğum en iyi romanlardan biri olan Aklından Bir Sayı Tut aklınızı başınızdan alacak… John Verdon öyle ışıl ışıl ve incelikli yazıyor ki kıskanmadan edemedim.” Tess Gerritsen “Bu kitap bayatım boyunca okuduğum en iyi romanlar arasında ilk sırada… Dilbaz ve kalp parçalayıcı; okuyucu son sayfaya kadar şüpheli bir bekleyiş içinde bırakıyor. […]

John Le Carre – Soğuktan Gelen Casus

Amerikalı, Leamas’a bir fincan kahve daha uzattı. «Neden gidip Ket etmez. Açığa çıkarıldı bir kere, kaçıyor, korku içinde. Mundt’un adamları peşinde. Bir tek şansı var. Bırak da zamanını kendi seçsin.» Genç adam duraksadı; hem gitmek istiyor, hem de gideceği anı tam olarpk kestiremiyordu. Barakanın içinde bir telefon çaldı. Birden kulaklarını dikip beklediler. Bir polis Almanca […]

John Le Carre – Küçük Trampetçi Kız

Alman yetkililerinin her ne kadar olayı bilmelerine imkân yoksa da, ortaya kanıt diye bir şey çıkarması Bad Godesberg’de oldu. Bad Godesberg olayından önce giderek artan bir kuşku vardı. Ama planlamanın üstünlüğü, bombanın kötü yapımına karşın, bu kuşkuyu kesinliğe dönüştürmüştü. Bu meslekte çok kullanılan bir özdeyişe göre, bir insan ergeç olaya imzasını atar. Bütün sıkıntı işin […]

John Kobler – Al Capone

FRANK LOESCH’in üzerine aldığı iş bu yaşa, bu mevkiye gelmiş biri için gerçekten çok sinir bozucuydu. Chicago Cürüm Komisyonunun kurucusu ve şimdiki başkanı olan yetmiş beş yaşındaki saygıdeğer avukat, Lexington Otelinin siyah beyaz kareli taşlarla bezeli lobisini geçip, süslü parmaklıklı asansöre doğru yürürken derin bir sıkıntı içindeydi. Bir de, yardım istemeğe gittiği adamı yok etmeğe […]

John Hart – Tanrı Küçük Günahları Affeder

Asfalt, ülkeyi kara bir yara izi gibi kesiyordu. Hava henüz ısmmamıştı ama şoför sıcaklığın giderek artacağını, ilerideki maviliğe doğru yolu bulanıklaştıracağını biliyordu. Güneş gözlüğünü ayarladı ve dikiz aynasından arkaya baktı. Bu aynadan otobüsün uzunluğunu ve içindeki bütün yolcuları görebiliyordu: Güzel kızları, kalbi kırık erkekleri, sarhoşları ve delileri, kırmızı buruş buruş çocukları olan iri göğüslü kadınları… […]

John Grisham – Sokak Avukatı

Lastik çizmeli adam asansöre benim arkamdan bindi ama, önce onu görmedim. Ancak kokusunu duydum – sigara, ucuz şarap ve hiç yıkanmadan sokaklarda geçen yaşamının o keskin kokusunu. Yukarıya çıkan asansörde ikimiz yalnızdık ve bir ara başımı çevirip baktığımda, siyah renkli, çamur içindeki koskoca çizmelerini gördüm. Adamın üzerinde, âdeta paçavraya dönmüş, eski, diz boyu bir pardesü […]