Yüzbaşı Crozier güverteye çıktığında, gemisinin göksel hayaletlerce saldırıya uğradığını gördü. Yukarıda, Terörün üstünde büklüm büklüm titrek bir ışık saldıracak gibi oluyor, sonra atılgan ama kararsız hayaletlerin bu renkli kolları hemen geri çekiliyordu. Ektoplazmik iskelet parmakları gemiye uzanıyor, açılıyor, gemiyi kavrayacak gibi yapıyor ama sonra vazgeçiyordu. Sıcaklık eksi kırk beş derece ve hızla düşüyor. Olduğundan küçük […]
Kategori: Roman
Dan Brown – Melekler ve Şeytanlar
Fizikçi Leonardo Vetra’mn burnuna yanan et kokusu geldiğinde, bu kokunun kendisinden çıktığını biliyordu. Başını kaldırarak, üstünde beliren siyah figüre dehşet dolu gözlerle baktı. “Ne istiyorsun!” Kulak tırmalayıcı ses, “La chiave,” diye cevap verdi. “Şifre.” “Ama… bende…” Sıcak beyaz nesneyi Vetra’mn göğsüne iyice bastırarak, ağırlığını yeniden aşağı verdi. Kor nesneyle temas eden etin çıkardığı cızırtı duyuldu. […]
Dan Brown – Kayıp Sembol
Dan Brown. Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar’dan sonra Kayıp Sembolde insanlığın yüzyıllardır beklediği bir gerçeğin peşinde… Harvard Simgebilim Profesörü Robert Langdon, Kongre Binası’nda konferans vermesi için yakın bir arkadaşından davet alır. Ancak, Washington’a varır varmaz oldukça garip bir durumla karşı karşıya kalan profesör, kendini korkunç bir oyunun ortasında bulur. Kongre Binası’na bırakılmış olan bir […]
Julian Barnes – İngiltere İngiltere’ye Karşı
“İLK ANINIZ NEDİR?” diye sorarlardı ona bazen. O da, “Anımsamıyorum, ” diye yanıt verirdi. Çoğu kimse bunun bir şaka olduğunu düşünürdü; gerçi bazıları da, onun göründüğünden daha akıllı biri olduğundan şüphe ederdi. Ama gerçekte, inandığı şey buydu. “Ne demek istediğinizi gayet iyi biliyorum, ” derdi duygularını paylaşanlar, söylediğini açıklayıp basitleştirmeye hazırlanarak. “İlk anımızın hemen arkasında […]
Julian Barnes – Bir Son Duygusu
Özel bir sırası olmaksızın, şunları anımsıyorum: -Parlak bir bilek içi, -Gülerek, içine sıcak bir tava atılırken ıslak bir lavabodan yükselen buhar, -Yüksek bir evin su borusundan aşağı dosdoğru akıtılmadan önce, lavabo deliği çevresinde dönen sperm damlaları, -Dalgası ve çağıltısı takip halindeki yarım düzine el feneri tarafından aydınlatılan ve saçma bir şekilde, hızlı hızlı, doğal akışının […]
Julian Barnes – Benimle Tanışmadan Önce
Graham Hendrick, karısının zina yapışını ilk seyredişinde hiç aldırış etmedi. Hatta kıkır kıkır gülmekte olduğunu fark etti. Perdeleme amacıyla elini kızının gözlerine doğru uzatmak aklına bile gelmedi. Elbette, Barbara vardı bunun arkasında. Barbara, ilk karısı;- zina yapmakta olan ikinci karısı Ann’e cephe alan Barbara. Gerçi, tabiatıyla, o zamanlar bunu bir zina olarak görmüyordu. Bu yüzden […]
Julian Barnes – Aşk vesaire
Stuart Merhaba! Daha önce karşılaşmıştık. Stuart. Stuart Hughes. Evet, ben eminim. Kesinlikle eminim. On yıl kadar önce. Önemli değil -olur böyle şeyler. Anımsamış gibi görünmeniz gerekmez. Ama mesele şu k i ben sizi anımsıyorum. S i z i anımsıyorum. Nasıl unutabilirdim, öyle değil mi? Şimdi düşünüyorum da aradan on yıldan biraz fazla zaman geçmiş. Şey, […]
Julia Quinn – Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü
Bayan Miranda Cheever, on yaşındayken o Muhteşem Güzellikten tek bir iz bile taşımıyordu. Saçları kahverengiydi – üzücü bir şekilde – gözleri de öyle. Aşırı uzun bacakları, zarafetten çok uzaktı. Annesi hep, o uzun bacaklarıyla evin etrafını arşınlayıp durduğunu söylerdi. Ne yazık ki, Miranda’nın doğduğu toplumda bayanların görünüşüne çok önem verilirdi. Daha on yaşında olduğu halde, […]
Julia Navarro – Tabletteki Sır
Taksi San Pietro Meydanı’nda durduğunda Roma’ya yağmur yağıyordu. Saat sabahın onuydu. Adam yol parasını ödedikten sonra, üstünü beklemeden, koltuğunun altına bir gazete sıkıştırıp canlı adımlarla kiliseye giren ziyaretçilerin kıyafetlerinin uygunluğunun sürekli denetlendiği birinci denetim noktasına yaklaştı. Öyle, şort, mini etek, tops ya da bermuda gibi kılıklara izin verilmezdi. Tapmağa girince, adam Vatikan’ın hazinesindekiler arasında onu […]
Jules Verne – Yüzen Şehir
18 Mart 1867’de Liverpool’a geldim. Birkaç gün sonra New York’a hareket edecek olan Great Eastern’de henüz yerimi almıştım. Bu yolculuğun bir hevesi tatmin etmekten başka amacı yoktu. Bu devasa gemiyle Atlantik’i aşmak bana çekici geliyordu. Bu vesileyle, kuzey Amerika’yı da gezmek niyetindeydim. Ancak önceliği Great Eastern’e veriyordum, Cooper’ın övdüğü ülke ikinci sıradaydı. Gerçekten de bu […]
Jules Verne – Wilhelm Storitz’in Sırrı
…Mümkün olan en kısa zamanda gel sevgili Henry. Seni büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum. Burası çok güzel bir ülke, ayrıca bir mühendis, Aşağı Macaristan’ın bu sanayi bölgesinde ilginç çok şey bulacaktır. Yolculuğundan pişman olmayacaksın. Sevgilerimle. Marc Vidal. Bu yolculuktan pişman değilim ama anlatmaya da hakkım var mı bilmiyorum? Hakkında hiç konuşulmasa daha iyi olur denen şu […]
Jules Verne – Piyango Bileti
Piposunun külünü silkeledikten sonra, Madam Hansen, “Saat kaç?” diye sordu. Piponun son dumanları, tavanın renkli kirişleri arasında kayboldu. Hulda, “Sekiz anne,” diye karşılık verdi. “Gece vakti, yolcuların gelmesi mümkün değil; hava çok kötü.” “Kimsenin geleceğini sanmam. Ne olursa olsun, odalar hazır. Dışarıdan seslenirlerse, işiteceğime eminim.” “Kardeşin dönmedi mi?” “Henüz gelmedi.” “Bugün geleceğini söylemedi mi?” “Hayır […]
Jules Verne – Ne Altı Var Ne Üstü
“NORTH POLAR PRACTICAL ASSOCIATION ” İKİ DÜNYANIN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BİR BİLDİRİ YAYIMLIYOR “Demek oluyor ki Bay Maston, bir kadının matematikte ya da deneysel bilimlerde asla başarılı olamayacağını, ileri sürüyorsunuz!” “Üzülerek Bayan Scorbitt, ama buna mecburum,” diye yanıtladı J.-T. Maston. “Özellikle Rusya’da birkaç değerli matematikçi olduğunu kabul ediyorum. Ancak beyin yapısı dikkate alındığında, bir kadının […]
Jules Verne – Mişel Strogof
“Yeni bir telgraf geldi,” Haşmetmeap. “Nereden gelmiş?” “Tomsk’tan.” “Bu şehrin ötesinde telgraf hattı kesik mi?” “Dünden beri kesik.” “Saatte bir Tomsk’a telgraf çekin general ve de beni haberdar edin.” “Emredersiniz Haşmetmeap,” diye cevap verdi General Kisof. Bu konuşma, Yeni Saray’da verilen davet bütün ihtişamıyla devam ederken, sabahın saat ikisinde geçmişti. Gece boyunca, Preobrajenski ve Polovski […]
Jules Verne – Livonya’da Bir Dram
Adam durmamak için direniyordu. Bir molanın ardından belki de yola devam edecek gücü kendinde bulamayacaktı. Akşam ona doğru adam durdu. Bunun nedeni bacaklarında yürüyecek derman kalmanormalması, soluğunun kesilmesi ya da yorgunluğa yenik düşmesi değildi. Fizik gücü de en az morali kadar yerindeydi. Tasvir edilemez bir vatanseverlik duygusunu belli eden güçlü bir sesle, “Nihayet… sınır…” diye […]
Jules Verne – Karpatlar Şatosu
Anlatacağım hikâye fantastik değil, olsa olsa romanesktir. Peki, inanılmaz bir hikâye olduğuna göre, gerçek olmadığı sonucunu mu çıkarmalıyız? Bu da bir hata olur. Her şeyin olabileceği bir dönemde yaşıyoruz – hatta her şeyin olduğunu bile söyleyebiliriz. Hikâyemiz, bugün gerçeğe hiç benzemiyor olsa da, gelecekte ortaya çıkacak bilimsel olanaklar sayesinde yarın gerçek olabilir ve o zaman […]