Kategori: Roman

Brigitte Aubert – Doktor March’ın Dört Oğlu

Katilin Günlüğü İlk seferinde… Hayır, önce size merhaba diyeyim. Merhaba sevgili dostlar. Sevgili yeni dostlar. Merhaba sevgili gizli günlüğüm. Hayatımı ve aileminkini anlatmaya karar vermiş olan sevgili gizli benliğim, merhaba! Ama asıl sözünü etmek istediğim “o”. İlk seferinde, yaşım… kesin yaşımı söylemeye gerek yok, diyelim ki çocuktum. Sevimli, ufak bir çocuk. O da küçük bir […]

Jean-Pierre Luminet – Oklid’in Asası

Gökyüzünü eşsiz bir hilalin süslediği gecede, ikiz kulelerin silueti kentin ana kapısına yansıyordu. Emir Amr Bin As düşünceliydi. Ordugâhların titrek meşalelerinin ışığında, saray mahallesinin kemerle süslü kapılarını seyrediyordu. İnananların önderi Halife Ömer, Medine’den ona, kibirli İskenderiye’deki paganizme ait tüm izleri yok etme emrini göndermişti. Bütün putlar, tapınaklar yıkılacak, bin yıllık uygarlık, kılıç ve ateşle yok […]

Jean-Paul Sartre – Bulantı

Olaylar da öyle değil mi? Kendi hallerinde akıp gidiyorlar. Birdenbire, konuşan, sonra çekip giden insanlar beliriyor, kişi, başı sonu olmayan öykülere dalıyor, duyduklarına, gördüklerine tanıklık edecek olsa, pek kötü, iğrenç bir tanıklık olurdu bu. Ama neler görmüyor bu kahvelerde insan. Örneğin cumartesi, öğleden sonra saat dörde doğru, istasyonda, mavi giysili ufak tefek bir kadın, elinde […]

Jean Lorrah – Hayatta Kalanlar – Uzay Yolu 3

Gezegenin adı Yeni Paris’ti. Atom dehşetinden sonra kendilerine uzayda barınabilecek bir yer arayan Dünyalı göçmenler, yeni dünyalarının ışık dolu bir yer olmasını istemişlerdi. İnsanların özgürce yaşadığı, sağlıklı, mutlu oldukları, sanatın geliştiği, sevginin büyüdüğü ve nefretin olmadığı bir toplumu arıyorlardı. Ne yazık ki Yeni Paris 24. Yüzyılda Birleşik Gezegenler Federasyonu tarafından yeniden keşfedildiğinde Toulouse-Lautrec’in resmettiği Paris’ten […]

Jaroslav Hašek – Aslan Asker Şvayk

Neresinden baksam kırk yıla yakın bir zamandır çeviriyle uğraşıyorum. Bugüne değin gazetecilik yaptım, dergi yönettim, yayınevi yönetmeni oldum, ama çevirmenliği hep ana uğraşım olarak gördüm. 1960’ların sonlarında Memet Fuat’ın benzersiz Yeni Dergi ’sindeki çevirilerle başlayıp bugüne dek süren bu uğraş beni hiç bırakmadı. Beni hiç bırakmadı diyorum ama, yıllardır bu uğraşı bazen bir gazete, bazen […]

Jane Rogers – Jessie Lamb’ın Vasiyeti

O gittiğinden beri ev çok sessiz. Düşmemeye dikkat ederek kalkıyorum ve ayaklarımı sürüyerek pencereye gidiyorum. Işık, yan komşunun bahçesindeki dev ağacı tarafından kısmen engellenmiş. Bulunduğum evin yakınında kimse yaşamıyor. Alnımı pencereye yaslıyor ve ot bürümüş bahçeye dikkatle bakıyorum. Soğuk pencere nefesimle anında buğulanıyor. Atlamak için yüksek olduğunu biliyorum. Zaten pencereler kilitli ve anahtar yok. Odanın […]

Jane Austen – Northanger Manastırı

Catherine Morland’i çocukluğunda gören hiç kimse onun kahraman olmak için doğduğunu düşünmezdi. Hayattaki konumu, anne babasının tabiatı, kendi kişiliği ve mizacı, hepsi birden ona engeldi. Babası din adamıydı, önemsiz de yoksul da değildi, adı Richard olsa da gayet saygın bir adamdı… ve yakışıklılıkla uzaktan yakından alakası yoktu. Kayda değer bir kazancı, ayrıca iki kilise arazisinden […]

Jane Austen – Mansfield Park

Otuz yıl kadar önce Huntingtonlu Miss Maria Ward, yalnızca yedi bin sterlin ağırlığı olduğu halde başına talih kuşu konmasıyla Northampton Eyaleti’nden, Mansfield Park malikânesinin sahibi Sir Thomas Bertram’ı kendisine âşık etti ve böylece bir “baronet” karısı konumuna yükselerek görkemli bir konak ve bol gelir sahibi olmanın tüm nimetlerine kondu. Bütün Huntington bu “kısmet”in parlaklığının söylentisiyle […]

Jane Austen – İkna

Somersetshire’daki Kellynch Malikânesi’nin sahibi Sir Walter Elliot, hoşça vakit geçirmek istediğinde, eline Baronetage 1 ’dan başka kitap almazdı, bu kitapla boş zamanlarında oyalanır, sıkıntılı zamanlarında avunurdu, ilk verilenlerden geriye kalan sınırlı sayıdaki unvan belgesi üzerinde düşünüp taşınırken içinde hayranlık ve saygı hisleri uyanır, geçen yüzyılda yapılmış olan sayısız atamayı incelerken de ailevi meselelerin yol açtığı […]

Jane Austen – Gurur ve Önyargı

Elinizde tam iki yüz yıllık bir büyü tutuyorsunuz. Bu kadar eski olduğu halde bugün hala bu kadar popüler olan başka bir roman bilmiyorum. Gurur ve Önyargı’dan daha önce ya da daha sonra yazılmış ve ondan besbelli daha sarsıcı ya da yenilikçi olan ya da başlıbaşına simge haline gelmiş başka büyük klasikler var elbette, mesela Mobydick, […]

Jane Austen – Emma

Emma Woodhouse, güzel, zeki, varlıklı bir kızdı. Rahat bir evi, iyimser bir yaradılışı vardı. Böylece, dünyanın en büyük nimetlerine sahip sayılırdı; ömrünün şu ilk yirmi yılında pek az sıkıntı, üzüntü çekmişti. Sağlıklı, yumuşak huylu bir babanın iki kızının küçüğüydü. Ablasının evlenmesi üzerine, pek genç yaşta evin hanımı olup çıkmıştı. Küçük yaşta yitirdiği annesinin şefkatini ancak […]

Jane Austen – Aşk ve Gurur

1813 yılının sonuna doğru 1500 adet basılıp üç cilt halinde okura sunulan romanın özgün adı Pride and Prejudice; Gurur ve Önyargı anlamına geliyor; ancak bizde Aşk ve Gurur olarak tanınmış. Roman İngiltere’de aynı yıl içinde ikinci baskı yapacak kadar tutulmuş. O dönemlerde edebiyat denince ilk akla gelen tür roman değildi; dolayısıyla eleştirinin önem verdiği ölçüde […]

Jane Austen – Aşk ve Gurur (Can)

Parası pulu olan her bekâr erkeğin kendine bir yaşam arkadaşı seçmesinin kaçınılmaz olduğu, herkesçe benimsenen bir gerçektir. Bir semte yeni taşınan böyle bir bekârın duygu ve görüşleri ne denli az bilinirse bilinsin, bu gerçek çevredeki ailelerin kafasına öyle bir yerleşmiştir ki zengin bekârı kendi kızlarının birinden birinin tapulu malı sayarlar. Bir gün Bayan Bennet kocasına […]

Jane Austen – Akıl ve Tutku

Akıl ve Tutku (Sense and Sensibility) 1811 yılında yayınlandı. Jane Austen’ın yayınlanan ilk romanıdır ve tıpkı iki yıl sonra yayınlanacak olan ikinci romanı Gurur ve Önyargı gibi, adından da anlaşılacağı üzere, bir karşıtlıklar romanıdır. Her birinde iki kahramanın farklı karakterleri romana adı verir. Gurur ve Önyargımda Elizabeth önyargılı, Darcy ise gururludur; iki karakterin bu özellikleri […]

Jamie McGuire – Providence #1 – Araf

Her kız babasına saygı duyar. Onu kahramanı olarak görür ya da onu hayatında o kadar önemli bir yere koyar ki hiçbir şey ona olan sevgisiyle yarışamaz. Benim için babam saygıdan, bağlılıktan ve hatta sevgiden çok daha fazlasını hak ediyordu. Ona hayrandım. Superman’den çok daha fazlasıydı; o, Tanrı’ydı. Hatırlayabildiğim en eski anılardan birinde, babam ofisinde anlamadığım […]

Jamie McGuire – Kızıl Tepe #1 – Kızıl Tepe

Scarlet Uyarı, laf arasında söylenmişcesine kısaydı,”Kadavralar toplanarak imha edildi.” Sonrasında radyo spikeri birkaç şaka yaptı ve olay böylece kapandı.Haberleri sunan kadının Suburban’nın hoparlöründen yükselen sözcüklerinin ne anlama geldiğini kavramam birkaç saniyemi aldı:Nihayet.Zürih’teki bir bilim adamı nihayet,o âna dek kurgusal olan bir şeyi yaratmakta başarılı olmuştu.Elias Klein yıllarca,bilinen her bilimsel etik kuralı ihlal ederek, bir cesedi […]