Kategori: Roman

Honoré de Balzac – Ursule Mirouet

Etekleri Tutuşan Mirasçılar,  Nemours’a [4] Paris tarafından girildiğinde, yamaçlarıyla bir yandan bu sevimli ve küçük kent için kırsal surlar oluşturan, bir yandan da ona güzel manzaralı gezinti alanları sunan Loing Kanalı’nın üstünden geçilir. Ne yazık ki 1830’dan sonra köprünün bu yanına birkaç ev yapıldı. Bu mahallemsi yerleşim daha da büyürse kentin görüntüsü zarif özgünlüğünü yitirecektir. […]

Ursula K. Le Guin – Yerdeniz

Başını, fırtına yüklü Kuzey Doğu Denizi’nden bir mil kadar yükseğe kaldıran tek bir dağdan oluşmuş Gont Adası, büyücüleriyle ünlüdür. Gont’un yüksek vadilerindeki kasabalarından, derin ve karanlık koylarındaki liman şehirlerinden, Adalar Diyarı’nın hükümdarlarına şehirlerde büyücü olarak hizmet eden veya Yerdeniz’de adadan adaya büyüler yaparak dolaşan birçok Gontlu çıkmıştır. Bazılarının anlattığına göre bunların en büyüğü, en azından […]

Ursula K. Le Guin – Yaban Kızlar

Bela ten Belen beş arkadaşıyla yağmaya çıkmıştı. Kent yakınında yıllardır göçer kampına rastlanmamıştı. Fakat Doğu Tarlaları’ndaki hasatçılar Günebakan Tepeleri’nin ardından yükselen dumanlar gördüklerini bildirmişlerdi ve altı genç, kaç kamp kurulduğuna bakmaya gideceklerini duyurmuşlardı. Yanlarına geçmişte de göçer kabilelerine yapılan baskınlara kılavuzluk etmiş Bidh Handa’yı rehber almışlardı. Bidh ile kız kardeşi Nata çocukluklarında bir göçer köyünden […]

Ursula K. Le Guin – Uçuştan Uçuşa

Yerdeniz in yazarından bu kez farklı dünyaları anlatan bir kitap. Bir tür seyahat kitabı ya da gezi rehberi. Bildik bir mekânda, havaalanında başlayan seyahatler bunlar, ama yolculuk için uçak şart değil. Havaalanına varışla uçağa ayak basana kadar geçen o eziyetli saatlerde gergin bir ıstırap, bıkkınlık, hazımsızlık ve nabız artışı boyutlar arası seyahati başlatmak için yetiyor […]

Ursula K. Le Guin – Sesler

TAM OLARAK hatırlayabildiğim ilk şey, gizli odaya giden yolu yazmaktı. O kadar küçüğüm ki, işaretleri koridor duvarının doğru yerine yapabilmek için kolumu iyice kaldırmam gerekiyor. Duvar kalın, gri bir sıvayla kaplı, bazı yerlerde sıva çatlayıp dökülmüş olduğundan arkasındaki taşlar görünüyor. Koridor karanlık sayılır. Toprak ve zaman kokuyor; ayrıca sessiz. Ama korkmuyorum; orada hiç korkmam. Elimi […]

Ursula K. Le Guin – Rüyanın Öte Yakası

Konfüçyüs de sen de birer rüyasınız ve sizin birer rüya olduğunuzu söyleyen ben de bizzat bir rüyayım. Bu bir paradoks. Gelecekte bilge bir adam belki bunu açıklayabilir; o gelecek on binlerce kuşak gelip geçmedikçe gelmeyecek. CHUANG TZU: II Akıntılarla taşınan, dalgaların elinde oradan oraya savrulan, okyanusun olanca gücüyle akıllara durgunluk veren mesafelere çekelenmiş denizanası, gelgitin […]

Ursula K. Le Guin – Rocannon’un Dünyası

Yıllarca ötedeki gezegenlerde -adı olmayan, insanlarının yalnızca Dünya olarak adlandırdıkları, tarihi olmayan, geçmişin mitten ibaret olduğu, geriye dönen bir araştırmacının birkaç yıl önce yaptığı şeyleri tanrısallaşmış bulduğu gezegenlerde- gerçeği efsaneden nasıl ayırt edebilirsiniz? Anlamsızlık, ışık hızıyla yol alan gemilerimizin kapattığı zaman boşluğunu karartır ve belirsizlikle oransızlık bu karanlıkta ayrıkotu gibi biter. Bir adamın, çok değil […]

Ursula K. Le Guin – Mülksüzler

Bir duvar vardı. Önemli görünmüyordu. Kesilmemiş taşlardan örülmüş, kabaca sıvanmıştı; erişkin biri üzerinden uzanıp bakabilir, bir çocuk bile üzerine tırmanabilirdi. Yolla kesiştiği yerde bir kapısı yoktu; orada yerin geometrisine indirgeniyordu: bir çizgiye, bir sınır düşüncesine. Ama düşünce gerçekti. Önemliydi. Yedi kuşak boyunca dünyada o duvardan daha önemli bir şey olmamıştı. Bütün duvarlar gibi iki anlamlı, […]

Ursula K. Le Guin – Marifetler

GELDİĞİNDE yolunu kaybetmişti ve yukarıdaki topraklara gitmek için bizden ayrıldığında da muhakkak yolunu kaybetmiştir, ama yine de bu yolunu yitirmiş adam, bu kaçak adam nihayetinde bize rehber oldu. Gry ona kaçak adam diyordu. İlk başta onun korkunç bir şeyler yapmış olduğuna, cinayet işlediğine ya da hainlik ettiğine ve intikam korkusuyla yollara düştüğüne emindi. Yoksa bir […]

Ursula K. Le Guin – Karanlığın Sol Eli

“Bilimkurgunun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula’yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren Karanlığın Sol Eli, dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezegende geçer. Bu gezegende yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimliğin bir Statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende […]

Ursula K. Le Guin – Kadınlar Rüyalar Ejderhalar

FANTAZİ edebiyatında yeri hemen Tolkien’ın yanıbaşında. Kitapçı dükkânlarında Bilimkurgu Romanını Pembe Dizi raflarının yanından kaldırtıp layık olduğu yere, “20. Yüzyıl Romanı” mertebesine yerleştiren üç isimden biri, Dick ve Lem’le birlikte. Ancak dönüp tekrar tekrar okuduğun Le Guin’ler hangileri diye soracak olursanız, tereddüt etmeden “Denemeleri” diye cevap veririm. Kuşkusuz Mülksüzler’in yeri başkadır. Her dört-beş yılda bir […]

Ursula K. Le Guin – Her Yerden Çok Uzakta

Önceden de oldu yüce anlarım. Bir kez geceleyin parkta yürürken, yağmur altında, güzün. Bir kez çöl ortasında, yıldızlar altında, ekseni üzerinde dönen yeryuvarına döndüğüm gün. Kimileyin düşünürken, sadece düşünüp tartarken olan biteni. Ama hep yalnız. Kendi başıma. Bu kez yalnız değildim. Yüce dağ başında bir arkadaş vardı yanımda. Natalie. Birşey yok hiçbir şey yok bundan […]

Ursula K. Le Guin – Güçler

“BU KONUDA hiç konuşma,” diyor Sallo bana. “Ama ya olursa? Karı gördüğüm zamanki gibi hani?” “Zaten o yüzden konuşmamalısın.” Ablam bana sarılıyor, sınıŌaki sıramızda bizi sağa sola sallıyor. O sıcaklık, o kucaklama, o sallanış aklımı biraz dağıƨyor; ben de Sallo’yla birlikte sallanıyor, ona hafifçe çarpıyorum. Ama gördüğüm şeyi, o ürkütücü heyecanı haƨrlamaktan kendimi alıkoyamıyorum ve […]

Ursula K. Le Guin – Dünyaya Orman Denir

Aklında bir gün evvelinden kalma iki şeyle uyandı Yüzbaşı Davidson; karanlıkta uzanırken bir süre onları seyreƫ. İyi olan: yeni kadın yüklü gemi gelmişƟ. İnanılır gibi değil. Burada, Centralville’delerdi, NAFAL’a göre Arz’dan yirmi yedi ışıkyılı, kopterle Smith Kampı’ndan dört saat uzaklıkta, Yeni TahiƟ Kolonisi için ikinci çiŌleşgen kadın grubu, hepsi sağlam ve temiz, 212 baş kullanıma […]

Ursula K. Le Guin – Bağışlanmanın Dört Yolu

“O GEZEGENİNDE beş bin yıldır savaş yaşanmamışƨr,” diye okudu, “ve Gethen’de hiç savaş olmamışƨr.” Gözlerini dinlendirmek amacıyla ve Tikuli’nin yiyeceklerini yuƩuğu gibi kelimeleri lop lop yutmamak için kendisini yavaş okumaya alışƨrmaya çalışƨğından, okumayı kesƟ. “Hiç savaş olmamışƨr.” Sözler tüm parlaklıklarıyla apaçık duruyorlardı karşısında, nihayetsiz, karanlık, yumuşak bir kuşku ile çevrelenmiş ve gitgide bu kuşku içine […]

Umut Sarıkaya – Benim De Söyleyeceklerim Var Üç

“Feridun Abi çok tatlıdır yaa. Canım benim. Nasılsın Feridun Abi ? Rica etsem şu zarfı muhaberat departmanına götürür müsün?” dedi yeni giren stajyer kız ve gözlerini sımsıkı yumarak sevimli bir şekilde Feridun’u selamladı. Feridun, kendine tahsis edilmiş bilgisayarsız, deftersiz, kalemsiz, üzerinde sadece ellerinin olduğu masasından kalkarak kızın yanma gitti. Kız güzeldi, “Feridun Abi çok tatlıdır […]