Kategori: Hikaye-Öykü

Patrick McGrath – Hayalet Şehir

Şehirdeyim, huzursuzluk verici bir tecrübe, çünkü New York ölümden çok ölüm dehşetinin kol gezdiği bir yer haline geldi. Birçok ev terk edilmiş durumda ve terk edilmemiş olanlardan da, hâlâ içinde yaşamaya devam edenleri korumaya yönelik hazırlıkların dumanı yükseliyor. Sokaklar sessiz; bir tek, kayıpları yeni olanların hafif iniltileri var, bir de yüklerini Potter’s Field’e sürükleyen kederli […]

Özge Calafato – Su Eleştirmenleri

Su Eleştirmenleri, Özge Calafato’nun var olanın kılçıklarından büyük hikâyeler çıkardığı yepyeni bir kitap. Calafato etli butlu anlatımlardan, büyük laflardan ve karmaşık olay örgüsünden uzak durarak dilin olanaklarını dupduru, süssüz ama derin anlatımıyla zorluyor öykülerinde. Neredeyse her öykünün kendine ait bir jargonu, okurken göze batmayan, tam isabet yeni deyişleri var. Sadece dilde hapsolmuş bir yaratıcılıktan bahsetmek […]

Özge Calafato – Çekilir Dert Değil

Özge Calafato’nun Çekilir Dert Değil isimli öykü kitabı, zamane karakterlerin bir araya geldiği bir geçit töreni sanki. Calafato alışkanlıklarla, zorunluluklarla ve takıntılarla örülü günlük hayatlarımızdan alınmış anlık fotoğrafların hikâyelerini anlatıyor. Karakterler içimizde bir yerlerde ya da yakınlarımızda yaşıyorlar ve çevremizdeki görünmez duvarları örüyorlar. Calafato bir yanıyla da arşivci gibi çalışarak zamanın kişilik envanterini oluşturuyor. Çekilir […]

Ömer Seyfettin – Kaşağı

Ahırın avlusunda oynarken aşağıda, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hazin şırıltısını duyardık. Evimiz iç çitin büyük kestane ağaçları arkasında kaybolmuş gibiydi. Annem İstanbul’a gittiği için benden bir yaş küçük kardeşim Hasan’la artık Dadaruh’un yanından hiç ayrılmıyorduk. Bu, babamın seyisi yaşlı bir adamdı. Sabahleyin erkenden ahıra koşuyorduk. En sevdiğimiz şey atlardı. Dadaruh’la beraber onları suya götürmek, […]

Ömer Seyfettin – Hikayeler

Pireler Aşk Dalgası Külah Kütük Kaşağı Ant Diyet Forsa Ferman İlk Cinayet Yeni Bir Hediye Pembe İncili Kaftan 28 Şubat 1884 tarihinde Gönen’de doğdu. Öğrenimine Gönen’de başlayan Ömer Seyfettin, Ayancık’ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul’da Aksaray’daki Mekteb-i Osmaniye’ye devam etti. Eyüp’teki Baytar Rüşdiyesi’ni bitirip asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri İdadi’sine yazıldı (1893). Bir müddet […]

Oscar Wilde – Bütün Masallar, Bütün Öyküler

Mutlu Prens’in heykeli, uzun bir sütunun tepesinde, şehrin ta üzerinde yükseliyordu. Baştan aşağı ince altın varaklarla kaplıydı, gözleri iki parlak safirdi, kılıcının kabzasında da iri kırmızı bir yakut parıldıyordu. Herkes çok hayrand ağırlamak için hazırlık yapmıştır.” Sonra uzun sütunun üzerindeki heykeli gördü. “Burada konaklayacağım,” dedi; “güzel bir konumu var, temiz hava bol.” Böyle diyerek Mutlu […]

Orhan Pamuk – Ben Bir Ağacım – Seçme Parçalar

Bu küçük kitabın kalbinde hakkında hayaller kurmaktan hoşlandığım iki konu var: Tarihin esrarlı yüzü ve çocukluk ve öğrencilik yıllarının hatıraları. Romanlarımda, düzyazılarımda bu iki kaynağa hep geri döndüm. Her seferinde de iki konunun kafamda iç içe geçtiğini hissettim. Yani: Tarihin çocuksu yanı ile çocukluğun tarihsel yanı. Tarihin çocuksu yanından kastettiğim: Tarihte şimdi yaşadığımızdan çok daha […]

Orhan Kemal – Çamaşırcının Kızı Küçücük

“Pişti”de çaylar gene onda kalınca, Allahlı kitaplı bir gamato salladı kahvenin rutubetli alacakaranlığına. O sıra oracıkta çay bardaklarını yıkayan kahveci ocaktan ok gibi fırlayıp “Gamatoyu hangi ineğin Altındiş’le ötekiler gülerek bakıyorlardı. Olsa belki verirlerdi ama onlarda da yoktu. Sonra, ne diye sallamıştı Allah kitaplı küfür? Bilmiyor muydu Hasan Ağabey’in şakası olmadığını? Kahveden çıktılar. Mahalleye lacivert […]

Orçun Türkay – Zavallı

Bu orospu evladı Z.’nin yanından geçerken niye tükürdü şimdi? Durduk yere. Tam dibine, soluna. Belki de ayağına nişan almıştı. Neden öyle bir şey yapsın ki? Hayır canım, o kadar uzun boylu değildir, değildir herhalde. Koca kentin, giderek tüm memleketin en kalabalık caddesinde, varoluşu boyunca hep gözde olmuş bu kevaşe caddede, caddenin hıncahınç insanla dolu olduğu […]

Orçun Türkay – Peri Masalları

Selülit; Her kadını çıplak hayal edebiliyorum. O yüzden midem bulanıyor. Bu yeteneğimi ilk olarak, kalabalık bir lokantada, sarı saçlı, pek ince, bebekyüzlü bir kadını süzerken farkettim. Kaldı ki ben lokantalardan hiç hoşlanmam, toplum içinde yemek yenilmesinden iğrenirim. Ancak kimi zaman, o kez olduğu gibi, bu tiksintimi sorgular, zaafımı bilenlerin ileride beni herhangi bir konuda bununla […]

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Bir Yufka Yürekli

Aynı dairede çalışan iki genç, Arkadi İvanoviç Nefedoviç‘le Vasya Şumkof aynı çatı altında, aynı dördüncü katın aynı dairesinde oturuyorlardı. Kişilerden biri bütün adlarıyla anıldığı halde ötekinin neden yalnızca küçük adı ve soyadı ile anılmış olduğunu, yazar, okuyucuların böyle bir anlatım biçimini yakışıksız, hatta biraz senli benli saymamaları için anlatmayı gerekli görür. Ama bunun için daha […]

Oliver Sacks – Müzikofili

Bir türün bütün üyelerini oluşturan milyarlarca insanın müzik denen anlamsız tonal düzenlemeleri çalmaya, dinlemeye ve düşünmeye bu kadar zaman ayırması ne tuhaf. Arthur C. Clarke’ın bilimkurgu romanı Çocukluğun Sonu’ndaki aşırı rasyonel uzaylılar Derebeyleri’ni insanlar hakkında en çok şaşırtan şeylerden biri müzik sevgisiydi. Bir konser izlemek için merakla uzay gemilerinden Dünya’ya inen Derebeyleri performansı baştan sona […]

Oliver Sacks – Mars’ta Bir Antropolog

Sağ elini kullanmaya alışık biriyim, ama bu satırları sol elimle yazıyorum. Bir ay önce sağ omuzumdan bir ameliyat geçirdim, şu sıralar sağ elimi kullanmam yasak, za Kusurlar, sakatlıklar, hastalıklar, bu anlamda paradoksal bir rol oynarlar ve onlar olmadan hiçbir şekilde farkında olmayacağımız, hatta hayal bile edemeyeceğimiz gizli güçleri, değişimleri, gelişmeleri, yaşam biçimlerini ortaya çıkarırlar. Hastalığın […]

Anton Pavloviç Çehov – ÜÇ KIZKARDEŞ

“Zamanımızın iğrenç olduğunu, ama geleceğin çok güzel olacağını düşünüyorum! Hafifliyorum geleceği düşündüğümde, ferahlıyorum… Uzaklarda bir ışık beliriyor, özgürlüğü görüyorum; çocuklarımın da, benim de işsiz güçsüzlükten, içkiden, kaz etli kapuskadan, yemekten sonra yatıp uyumaktan, asalaklıktan uzak olacağımızı görüyorum…” Olga, Maşa ve İrina. Ağabeyleri Andrey ile birlikte küçük bir kasabada yaşayan üç kız kardeş. Yegâne hayalleri bir […]

Ahmet Cemal – Dokunmak

“Yaşayan bir varlığın günahlı olduğuna inananlar, Tanrı’nın ya günahı yaratacak kadar kötü olabileceğine ya da kusursuz varlık yaratma girişimlerinde çok yanlışlıklar yaptığına inanmak zorundadırlar…” Bernard Shaw …Eskiden bu öyküler, zamanın denizlerinde, benim zamanlarımın denizlerinde yüzen parçalardı. Bazıları –çoğunu artık anımsayamadığım– beklentilerle dolu, bitmiş ya da bitmemiş, gönderilmiş ya da gönderilmemiş mektuplardı; bazıları başka metin türlerinin […]

Ahmet Büke – Evde Kimse Yok

Sessizkule… Sevgili Ahmet Büke, çekimser ve sakin görünüşünü yapıtlarıyla yalanlayan ve bizleri şaşırtan Ahmet! Evet bizi yani Xasiork Ölümsüz Öyküler Kulübünün 2002 yılı jürisini, üç ve birbirinden güzel öyküsüyle şaşkınlığa uğratmıştı. Üyeler heyecanla birbirlerini arayıp bu yazarın kim olduğunu soruyorlardı. Kendisini daha önceden tanımıyorduk, kulübümüzün üyesi değildi ve açıkçası bazı jüri üyesi arkadaşlarım onun takma […]