Kategori: Felsefe

Halil Cibran – Kum ve Köpük

Durmadan yürüyorum bu kıyılarda, Kum ve köpüğün arasında yürüyorum, Bir gün ayak izlerimi silecek met Ve rüzgâr köpüğü götürecek elbet, Ama denizle kıyı ebediyen kalacak arkamda. Bir defasında sisle doldurdum avucumu. Sonra elimi açtım ki sis, bir kurtçuk olmuş. Kapattım ve tekrar açtım. Bu kez küçük bir serçe duruyordu orada. Sonra tekrar kapatıp üçüncü kez […]

Halil Cibran – Bütün Eserleri 2

Tanrı kendi özünden bir ruh ayırdı ve onu güzelliğe çevirdi. Udžzerine yağdırdığı tüm zarafet ve iyiliğin nimetleriyle yıkadı, ona bir mutluluk ϐincanı vererek şöyle dedi: “Geçmiş ve geleceği, unutmak istemediğin sürece bundan içme, çünkü AN olmayınca mutluluk boştur”, ardından bir de üzüntü ϐincanı vererek ekledi: “Bu ϐincandan iç ve yaşamın kısacık sevinç anları olduğunu anlayacaksın, […]

Halil Cibran – Bütün Eserleri 1

Bir kadını sevip karısı yapan, gövdesinin terini, kalbinin kanını ve canını onun ayaklarına boşaltan, uğraşlarının meyvesini ve çalışkanlığının gelirini onun ellerine koyan adam zavallıdır; çünkü usulca uyandığında, almak için çabaladığı kalbin, özgürce ve içtenlikle kendi gizlerinin ve en derin sevgisinin hoşnutluğu için başka bir adama verildiğini anlar. Gençliğin özensizliğinden ve huzursuzluğundan uyanan ve kendini, başından […]

Halil Cibran – Aforizmalar

Ermişler ve peygamberler diyarı bir toprağın çocuğuydu o: uygarlığın beşiği ve üç büyük dinin yeşerip yaygınlaştığı bir toprağın çocuğu. Asi bir ruha sahip olan Cibran yazılarında Lübnan’ın eski feodal ağalarının yaptığı gaddarca haksızlıkları ortaya döküyor, dinsel bağnazlığı eleştiriyor, ruhban sınıfına karşı çıkıyor ve kadınların özgürlüğünü savunuyordu. Ruhban sınıfını acımasızca eleştirmesi bakımından, on dokuzuncu yüzyıl şairi […]

Aristoteles – Organon 2

İlkin ismin ve fiilin, sonra inkâr ve tasdikin, önerme ve sözün ne olduğunu ortaya koymak gerekir. Sesin çıkardığı sadalar ruh hallerinin işaretleridir. Yazılmış kelimeler, sesin çıkardığı kelimelerin işaretleridir. Yazı her insanda (bir olmadığı gibi, konuşulan kelimeler de bir değildir; her ne kadar bu deyimlerin doğrudan doğruya işaretleri oldukları ruh halleri herkeste bir ise de; tıpkı […]

Aristoteles – Organon 1

Sade yeni ilim ve mantık anlayışlarını ve tahlil ve tenkidlerini, bunlara konu olan bu metinlerle doğrudan doğruya yapılacak bir temasla kavramak ve takibedebilmek için değil; aynı zamanda ve daha çok Aristo’nun diğer kitapları gibi Organon’unun da İslâm düşüncesi ve düşünürleri üzerinde sürekli ve büyük tesirler yapan eserlerden olmasıyla dilimize çevrilmesi çok gerekli bir işti. Tarih […]

Arif K. – Felsefe Dersleri

Problemler… Malum Grek felsefesi. Anaksimandros ne demiş? “Karşıtlık kötü” demiş, boğuşturmuş onları. Aperion’dan {1} çıkmış, diyor ki “her oluşa gelen, oluşa gelişinin bedelini öder ve geri döner”. Bu bir bakış. Diyor ki, boğuşma. Sadece boğuşmadan söz etmiyor, boğuşmanın kötü olduğunu da söylüyor. Greklerde töz yoktur, özellik vardır. Yani Grekler tözü bilmezler. Nereye kadar, Aristotales’e kadar. […]

Arif K. – Çınar Ağacının Altında Bir Ay Felsefe

Bu çalışma, felsefeye girişe giriş olarak görülebilir. Çınar altında bir masada toplanmış, sayıları gününe göre üç ile altı arasında değişen insanların (Arif Hocamız, Müjdat, Ertan, Oğuz, Murat ve ben) konuşmalarıdır. Bir biçimde birbirini bulmuş insanların ortaya koydukları gücün sonucudur. Arif Hocamız birikimlerini bizimle paylaştı. Dinledik, öğrendik, karşı çıktık, tartıştık, uzlaştık, eşsiz bir deneyim yaşadık. Konuşulanların […]

Antonin Artaud – TİYATRO VE İKİZİ

Yaşamımız yitip gitmek üzereyken bile kültür ve uygarlıktan bu denli söz edilmedi hiç. Ve yaygın biçimde yaşamın çöküşü ve bunun neden olduğu günlük cesaret kırıklığıyla, yaşamı yönlendirmek için oluşturulmuş ve hiçbir zaman yaşamla uyuşmamış olan bir kültür kaygısı arasında tuhaf bir koşutluk var. Kültür konusuna değinmeden önce, dünyanın aç olduğunu ve kültürü kendisine tasa etmediğini […]

Anna Freud – Ben ve Savunma Mekanizmaları

Ben ve Savunma Mekanizmalarım Anna Freud 1936 yılında babasının 80’inci doğum gününe armağan olarak yayımladı. Eser yazılışından 53 yıl sonra 1989’da Türkçeye çevrildi ve birinci basımı yapıldı. Kitapla tıp öğrenimim sırasında çocuk ve gençlik psikiyatrisi bölümünde sayın Ulviye Etaner’in analitik gruplarını izlerken tanışmış, çevirisiyle uzun yıllar uğraşmış ve ancak Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde […]

Hakan Övünç Ongur – Tüketim Toplumu, Nevrotik Kültür ve Dövüş Kulübü

“E I ğer bunu okuyorsan, bu uyarı senin için. Bu hiçbir işe yaramayan kaliteli baskıdan okuduğun her sözcük, hayatından harcanmış bir diğer saniye demek. Yapacak başka işin yok mu? Hayatın sahiden bu kadar boş mu da bu anları harcayabileceğin daha iyi bir yol aklına getiremiyorsun? Yoksa tüm saygını ve itimadını teslim ettiğin otorite figürlerinden bu […]

H. Ömer ÖZDEN – Aşk Felsefesi

Aşk, üç harften ibaret olmasına rağmen, yaşayanlar için “hayatın anlamı budur” dedirten, hakkında herkesin bir şeyler bildiğini sandığından dolayı üzerinde en çok düşünülen, konuşulan, yazılan, fakat yaşanıp düşünüldükçe, konuşulup yazıldıkça gizeminin daha da arttığı, çok bilinmeyenli bir denklem gibidir. Herkes aşktan bir şeyler anlar. Kimileri sadece doyasıya yaşar aşkı veya yaşamaya çalışır; kimi aşkı ozanca […]

H. J. Störig – İlkçağ Felsefesi

Batı’da yazılmış olan çoğu felsefe tarihinin dar sınırları bu kitapta aşılmış ve gerçeği akıl yoluyla arama serüveninin anlatılmasına Eski Yunan felsefesinden değil, ondan hiç de aşağı kalmayan, Eski Hint ve Çin ‘de gelişmiş olan düşüncelerle başlanmıştır. Eski Hint ve Çin düşüncesinin felsefe tarihi çerçevesi içine alınması pek çok konuya yeni ve geniş bir bakış açısı […]

Gün Zileli – Ev (1946-1954)

İnsanlar da kediler gibidir, evlerine bağlanırlar. Ama hayat çoğunlukla bu bağlanmaya izin vermez. Üstelik insan ömrü, kedi ömründen çok uzundur. Bir eve taşıdığınızda, hemen yerleşmeye girişirsiniz, sanki bir daha hiç taşmmayacakmış gibi. Sonra “göç” gelip yine kapınıza dayanır. Üzüntüyle toplanmaya başlarsınız. Ayrıldığınız, basit bir mekân değildir. Ömrünüzden bir şeyler bırakırsınız o evde. Filistinli Ebu Suut […]

Gündüz Vassaf – Cehenneme övgü

Gece, düzen güçleri uykudadır. Bürokrasi, askeriye, okullar, polis, kısacası yaşamımızı düzenleyen tüm güçler uykudadır; sokakta devriye gezen nöbetçi polis dışında. Askerler de hepimizden önce yatağa girerler. Dünyanın bu en baskıcı kurumunun mensupları, en erken yatanlardır aynı zamanda. Aslında, tüm totaliter kurumlarda, daha doğrusu, tüm kurumlarda (tüm kurumlar totaliter değil midir zaten?) insan her zaman erken […]

Göran Therborn – Dünya Bir Kılavuz

Çoğumuz yeryüzüne acemiyiz. Kendi ülkelerimize; Afrika olsun Avrupa olsun, Latin Amerika olsun Kuzey Amerika ya da Asya’nın bir bölümü olsun kendi bölgemize daha aşinayız; ama kıtaların tamamına aşina olmamız ender rastlanan bir durum. Hepimiz 21. yüzyılın, en azından bir tek şey vaat eden, geçen yüzyıldan çok farklı olacağını ileri süren bir yüzyılın da acemileriyiz. O […]