“Edebiyat Cumhuriyeti” deyimi günümüzde hala kullanılmaktadır. Yeni çıkan Fransız dili sözlüklerinin çoğunda bulunur. Paris Edebiyat “çevre”sini dalaylı olarak anlatmak için kullanılan bu tumturaklı ve alaycı deyim, bazen de günlük konu§mada ya da basında görülür. Bu eskil ve küçümseyici deyim (“hitabet sanatı” için de hemen hemen aynı durum söz konusudur), bilimsel ara§tırma yapan ki§ilerin bundan böyle […]
Kategori: Felsefe
Desiderius Erasmus – Deliliğe Övgü
Günümüzde, Rönesansla birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biri olarak bilinen Rot-terdamlı Erasmus, 1465 yılında Hollanda’nın Rotterdam kentinde doğdu. Bugünkü ortaöğrenimi karşılayan bir öğrenim döneminin ardından Augustin tarikatına girerek rahip oldu. Ancak hiçbir zaman geleneksel anlamda bir rahip olarak etkinlik gösteremedi; kendini daha çok bilime adamak istediği gerekçesiyle, dini makamlardan “cüppe […]
Descartes – Metot Üzerine Konuşmalar
Yöntem üzerine konuşma, Descartes’ın birinci dönem yapıtlarındandır. 1618’den 1637’ye kadar sürmüş olan bu birinci döneminde, Descartes bir filozoftan çok bir bilim adamıdır; dünya üzerine, insan üzerine, insanın evrendeki yeri üzerine evrensel bir bilim geliştirmeye yönelir. 1637’den sonranın Descartes’ı bir bilim adamı olmaktan çok bir filozoftur ya da bir metafizikçidir. Asıl adı Discours de la méthode, […]
Kutluay Erdoğan – Alevilik Bektaşilik
12 ve 13. yüzyıl boyunca Anadolu’ya göçen Türk boyları, kendilerini bir inanç mozayiği içinde buldular. Buna kendilerinden de çok şeyler kattılar. Asya ve Anadolu insanları yepyeni bir kültür birikimi ile canlılığını sürdürdü. Asya’da Yer, Gök ve diğer tabiat tanrılarına tapınan Türkler’de Animizmin etkisi ile “Ocaklar Kültü” gelişmişti. Tüten ocakların koruyucu ruhuna inançla yakılan ocakların hiç […]
Karl Popper – Jean Baudouin
Karl Popper, Protestanlığı sonradan kabul edecek ve onun bilim ve sanatın çok çeşitli dallarına yakın ilgisini uyandıracak bir Musevi ailesinin çocuğu olarak 1902’de, Viyana’da dünyaya geldi. Bir süre müzik eğitimine ilgi duyduktan ve bir süre de Avusturya’nın güçlü sosyal demokrat partisinin bir militanı olduktan sonra, orta öğretime matematik ve fizik öğretmeni yetiştiren bir üniversitede öğrenime […]
Jacques Derrida – Edebiyat Edimleri
Varlık deneyimi, ne az ne çok, metafiziğin kenarında, edebiyat belki de her şeyin kenarında durur, kendisi de dahil neredeyse her şeyin ötesinde. Dünyadaki en ilginç şeydir bu, belki de dünyadan daha ilginç ve bu yüzden bir tanımı yoksa, edebiyat adı altında ilan edilen ve reddedilen şey, başka herhangi bir söylemle tanımlanamaz. Jacques Derrida (S 50)1 […]
Richard Stauffer – Reform – Cep Üniversitesi
Reform her ne kadar 16. yüzyılda ortaya çıktıysa da, Hıristiyanlık Dünyası, Kilise bünyesinde bir yapı değişikliği gereksinimini yukarı Ortaçağdan itibaren duymaya başlamıştı. Kanıt olarak De Consideratione ve De Moribus et Offıcio Episcoporum gibi eserlerinde din kurumunda yenilik hareketinin temellerini atmaya çalışmış olan Clairvauxlu Aziz Bernard’m adını anmak yeterlidir. Kendisine hedef olarak Kilise’yi “Baştan Aşağı” yenilemeyi […]
Paul Faure – Cep Üniversitesi – Rönesans
Rönesans sözcüğü ilk anlamda, dinsel sözcükler dağarcığına girer. Notre-Dame Mucizesinden itibaren (14. yüzyıl) yaşamını yitirmiş bir kişinin ikinci kez doğuşu anlamına gelir. Yunan teolojisindeki Palingenesis’in (yeniden doğuş) eşi gibidir. Bundan bir yeniden dirilme ya da hayata dönme anlamı çıkarılmamalı, yeni temellerden yola çıkıTarak yeniden başlamak anlamına alınmalı. Özellikle, mistik kullanımda yeniden doğuş (Rönesans) ve yenileşme, […]
Cenevieve Rodis-Lewis – Descartes ve Rasyonalizm
“Ve nihayet Descartes geldi…” Malherbe klasisizmin Fransız edebiyatında Boileau’yla doıtmuş olduğ}ınu belirtmiştir. Aynı şekilde aydınlık düşüncenin bu öncüsü de, çajtımn geçerli düşüncelerine yönelttiği sistemli eleştirilerinde göze çarpan özgün gücünün bilincine ermiş çoitu kişi nezdinde aydınlık düşüncenin doıtuşunu temsil etmektedir. Discours de la Methode’un üç yüzüncü yıldönümü 1937’de bütün dünyada ve bir felsefi eser için istisnai […]
Henri Arvon – Özyönetim
Özyönetim kavramı, Fransa’ya, ademi merkeziyetçi ve anti-bürokratik bir girişim olan Yugoslav denejdmini adlandırmak üzere, 1960’ların sonlarına doğru sokuldu. Yine de pek uygun bir kavram seçilmiş sayılmazdı. Yönetim (gestion) sadece ekonomik verimliliği çağnştıran bir kavram olduğu için, özyönetim (autogestion) a priori “bir işletmenin, bir kollektivitenin çalışanları tarafından yönetimiyle’* sınırlanmış oluyor (Robert’in tanıttıı). Oysa, kavramın Anglo-sakson eşdeğeri, […]
Deleuze – Nietzsche ve Felsefe
Nietzsche’nin genel tasarısı felsefeye duygu ve değer kavramlarını yerleştirmeye çalışmaktadır. Şüphesiz çağdaş felsefe büyük ölçüde Nietzsche’den beslendi ve besleniyor ama bu pek de onun istediği biçimde olmasa gerek. Nietzsche duyular ve değerler felsefesinin bir eleştiri olması gerektiğini hiç saklamadı. Kant gerçek eleştiriyi getirmedi çünkü eleştiriyi bir “değerler sorunu” olarak “değerler”in kendisine yöneltmedi. Nietzsche’nin felsefesinin devindirici […]
Vladimir İlyiç Lenin – Seçme Yazılar Devrim, Demokrasi, Sosyalizm
Lenin’in Toplu Eserler’inin ilk basımı, 1920’li yıllarda, Lenin’le uzun yıllar boyunca birlikte çalışmış deneyimli bir Bolşevik olan Lev Kamenev’in editörlüğü altında başlatıldı. Kamenev, Sovyetler Birliği’ni sarmaya çoktan başlamış olan ve hayatta olsa eski yoldaşını hasta edecek ve dehşete düşürecek olan Lenin kültüne kendi tarzında karşı çıkarak şöyle yazıyordu: “‘Proleter devriminin nasıl yapılacağı hiçbir kitapta yazmaz’ […]
Vladimir İlyiç Lenin – Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi
BUGÜNKÜ DEVRİMDE PROLETARYANIN GÖREVLERİ [1] ANCAK 3 Nisan gecesi Petrograd’a varabildiğim için, 4 Nisandaki toplantıya, devrimci proletaryanın görevleri konusundaki raporumu, yetersiz hazırlığımı da göz önünde tutarak, doğal olarak ancak kendi adıma sunabildim. Kendim için olsun, bana iyi niyetle karşı çıkanlar için olsun, çalışmaları kolaylaştırmak üzere yapabildiğim tek şey, tezleri yazılı olarak hazırlamak oldu. Bu yazdıklarımı […]
Vladimir İlyiç Lenin – Ne Yapmalı
günümüzde yeniden okumak V.İ. Lenin’in “Ne Yapmalı?” adlı eseri, Marksist literatürün adı en çok bilinen eserlerinden biridir. Bu eserin bilinen ve akılda kalıcı olan yanlarından biri de “Ne Yapmalı?” ifadesinin yalın iki sözcükten oluşmasıdır aynı zamanda. Ama daha önemlisi, “Ne Yapmalı”nın, yeni bir sorun karşısında yeni bir başlangıç yapmak için ne yapılacağının tartışmaya açılması, yeni […]
Vladimir İlyiç Lenin – Materyalizm ve Ampiryokritisizm
Marksist geçinen bazı yazarlar, bu yıl, marksist felsefeye karşı gerçek bir kampanyaya giriştiler. Altı aydan kısa bir zamanda, esas olarak ve hemen hemen sadece diyalektik materyalizme saldıran dört kitap çıktı. Bunların, ilki ve en önemlisi, Bazarov, Bogdanov, Lunaçarski, Bermann, Hellfond, Yuşkeviç ve Suvorov’un yazılarından derlenen Marksist Felsefe Üzerine (? – “karşı” denseydi daha doğru olurdu) […]
Karen Armstrong – Tanrı’nın Tarihi
Çocukken, bir dizi güçlü dinsel inancım oldu fakat Tanrı’ya pek iman edemedim. Bir dizi önermeden oluşan bütüne inanmakla, onlara kendimizi verme anlamını içeren iman arasında fark vardır. Tanrı’nın varlığına tamamıyla inanıyordum ayrıca İsa’nın Gerçek Varlığı’na ve Komünyon’a, ayinlerin yararlı etkisine, ezeli lanetin geleceğine ve Arafın nesnel gerçekliğine de inanmaktaydım. Ama nihai gerçeklik hakkındaki bu dinsel […]