Kategori: Araştırma-Eleştiri-İnceleme

Nazan Bekiroğlu – Cümle Kapısı

“Adı: Muhammed. Babası: Ali. Memleketi: Tebriz.” Açık ve sade anlatmak gerek. İki bin üç yılı Nisan ayının ilk gününde Konya toprağına ayak bastığımda, bir tel kopup da ahengin ebediyyen kesilişinin üzerinden hayli zaman geçmişti. Bir haylidir dilim tutulmuş, lâl ü ebkem kesilmiştim. Bir yitiği, bana ait bir parçayı bulmak için yüz vurmuyordum eşiğine tapusuna, kaybetmeye […]

Felix Guattari – Franz Kafka’nın Altmış Beş Düşü

Bir ve aynı yazarın yazı makinesinde pek çok bileşen bulmak olanaklı mıdır? Bir usta Pessoa 1 ki, yapıt ve bu yapıtla ilişkilendirilen biricik yazar gibisinden büyük bir düzmeceyi, sahte isimler altında bunları gerçeğe dönüştüren üsluplar gizleyerek ortadan kaldırır. Burada kabaca sorulan bu soru, Deleuze ile birlikte yazdığı Kafka dun 1 bir on beş yıl sonra, […]

Nadir Nadi – İki Sovyet Rusya ve Polonya

«Bütün Rusya’ların imparatoru» ortadan kalkalı on sekiz seneyi geçti. O zamandanberi Sovyetler Birliği rejimine dair her dilde, doğru yanlış yüzlerce kitab basıldı, binlerce makale yazıldı, konferanslar verildi. Böyle olduğu halde «Rusya» kelimesini duyduğumuzda hâlâ içimizi sonsuz bir merak sarıyor; geniş ufuklu Steplerin ardındaki yeni dünyayı görmek anlamak hırsiyle rahatımızı kaçırıyoruz. Gruzia vapuru yirmi dört saattenberi […]

Mustafa Ziyalan – Alengirli Filmler

Kafaya tak(ıl)an filmler Takıntılı (obsesif) filmlerle büyüdüm diyebilirim. Hele bir dönem, Türkiye’de üretilen filmlerin önemli bir bölümünün takıntı (obsesyon) eksenli olduğunu söyleyebilirim. Bu filmlerde öfke, nefret, aşk gibi hep uçlara kayıveren duygular ya baştan bir takıntı olarak ifade edilir ya da bir takıntıya dönüşürdü. Örneğin aşk, kökleri Leyla ile Mecnun’a uzanan bir biçimde, çoğunlukla ya […]

Murat Menteş – Köşe Yazıları

Keşke insanlar herkesi, beni sevdikleri kadar sevselerdi. Dünya çok daha güzel bir yer olurdu. [MUHAMMED ALİ CLAY] Olimpiyatlarda bronz madalya kazananlar, gümüş kazananlardan daha çok seviniyormuş. Olimpiyat Madalyalıların Akla Aykırı Tefekkür ve Hoşnutluğu başlıklı, 1995’te yapılan bir araştırmanın sonucu bu. Niye böyle? Gümüş madalyanın, bronzdan daha üstün olduğu aşikar değil mi? Üçüncüler, ikincilerden neden, nasıl, […]

F. Jameson & J. F. Lyotard – Postmodernizm

POSTMODERNİZM son yıllarda felsefeden edebiyata, mimarlıktan resme. Batılı kültür dünyasını enine boyuna kuşatmış olan bir başlık. 70’lerde, iki yüz yıllık bir huzursuzluğu dile getirebilmenin meşru ortamını, kanallarını ve terimlerini nihayet bulabilmenin coşkusu doruk noktasında iken, kendilerini bu dalgalanmaya kaptırmayanlara basit bir dekor değişikliği gibi görünüyordu. 80′ lerde ise, etkinliğinin artmasına paralel olarak, bir kabuk değiştirme […]

Ertan Eğribel, Fatih Andı – Kemal Tahir 100 Yaşında

Kemal Tahir, XX. yüzyılın Türk toplumuna da yansıyan çelişki ve çaƨşmalarını gören ve bunları başta romanları olmak üzere yazdıklarıyla ifade eden bir aydınımızdır. Onun bağımsız aydın kimliği, Türkiye’nin ve dünyanın temel sorunlarını birlikte değerlendirme çabasıyla yoğrulmuştur. Bu çaba, Kemal Tahir romanını, Türk edebiyaƨnın önemli bir açılımı ve zenginliği olarak dünya edebiyatına eklemlemiştir. Kemal Tahir, 1910 […]

Erol Manisalı – Eksen Kayması

Bu kitapta yer alan kısa yazılarda Türkiye’nin, bölgenin ve dünyanın 2010 yılındaki güncel sorunları ve gelişmeleri işlenmiştir. Her ne kadar olaylar güncel boyutları ile işlenmiş ise de geriye ve ileriye doğru bağlar kurulmuş ve projeksiyonlar yapılmıştır. Dolayısıyla kitapta yer alan yazılar uzun bir zaman dilimine ışık tutacak niteliktedirler. Olaylar iktisadi, siyasi, askeri ve kültürel yönleri […]

Mine G. Kırıkkanat – Bir Hıristiyan Masalı – Tarihin En Büyük Sahtekârlığı

Gerek din, gerekse etnik kökene dayalı ayrımcılığın kesin sınırlarla cepheleştirdiği Türkiye’de, “ötekileştirmek” çok yaygın, pek revaçta bir suç. Her cephe, berikini “kendi cephesini ötekileştirmek”le suçluyor. Ama bakıyorsunuz, ne itham eden, ne de edilen, “ötekileştirmemek” için yapması gereken tek şey, “öteki”ni tanımaya, çözmeye ve varlığını kabullenmeye çalışıyor. Çünkü “ötekileştirmek” düşmanlığın birinci adımı. Farklı olana düşman kesilmek, […]

Mikhail Bakhtin – Karnavaldan Romana

Mikhail Bakhtin yazarlığının en erken döneminde, yani 1920’lerin başlarında yazdığı “Estetik Etkinlikte Yazar ve Kahraman” 1 başlıklı incelemede, insanın başkalarına nasıl göründüğünü görmek için aynaya bakmasının ne denli boş, hatta sahtekarca bir çaba olduğundan söz eder. Hiç kimseye aynada kendimize göründüğümüz gibi görünemeyiz çünkü aynadaki imge bir başkasına bakmayan, bir başkasının bakışını öngörmek ve yanıtlamak […]

Mike Wayne – Marksizm ve Medya Araştırmaları

Birleşik Krallık’taki televizyon programlarının bitiş jeneriklerine tuhaf bir şeyler oldu. “Eskiden ağır ağır şimdi o denli değerli ki, yayıncılar bitiş jeneriğini tümden kaldırarak internete koymayı tartışıyorlar. Televizyon programını üretmiş olan emeğin silinmesi sektördeki işçi sendikalarını pek memnun etmedi. Amerika’da Discovery Channel tarafından ortaya atılan bu düşünce çeşitli film yapımcıları örgütlerini temsil eden Belgesel Bitiş Jeneriği […]

Emre Yılmaz – Şeytan’ın Fısıldadıkları

“İçgüdülerimiz olmasa kimse Kötü; çıkarlarımız olmasa kimse İyi olmazdı” diye fısıldadı Şeytan. Ve ekledi; “Üstelik İyiler can sıkarlar!” İyiliğin faydaları vardır doğrusu. Kötülüğün ise büyüsü… Fayda ve Yarar Kâr ve Kazanç Rahat, Huzur ve Düzen. Bunlar değerlerin en bayağılarıdır. Haz ve heyecan ise soyluları. Bir işe yarayanlar sonunda hep can sıkarlar. İşe yaramaz serserilerdir bizleri […]

Emre Yılmaz – Genç Bir İşadamına

Editörün Notu: Matbaada 10.000 kitabımıza el konduğunda, toplumumuzda ar ve haya duygularını incitenlerin içinde, yazar ve sanatçıların bulunmadığını belirtmiştim. Siyaseti ve iş dünyasını kirletenleri, “ar ve haya duygularını” incitenleri ahlâk ve etik felsefe perspektifinden resmetmenin suç olmadığına olan inancımı tekrar tekrar belirtmek istiyorum. Kitabımız kimlerden övgü alıyor? Demokrasi kültürünü hazmetmiş iş çevrelerinden övgü alıyor, aydınlardan […]

Michel Foucault – Bilginin Arkeolojisi

Arkeoloji sözcüğünün, Foucaultya göre bir şeyi önceden düşünüp bildirme gibi bir işlevi yoktur; sadece ifadenin vo arşivin düzeyini, ifade düzenlerini ve pozitiflikleri gösterir; oluşum kurallarını, tarihsel a priori oyuna sokar. Foucault ile birlikte süreksizlik kavramının tarihsel disiplinlerde önemli bir yer tuttuğu kabul edilir. Bilginin Arkeolojisi tarafından öne sürülmüş olan teorik problemler süreksizlik, kopma, eşik, sınır, […]

Michael Löwy – Franz Kafka, Boyun Eğmeyen Hayalperest

Kafka’ya dair hâlâ yeni bir şey söylenebilir mi? Bu kitabın bu konuda bir iddiası vardır. Gerçekten de bence Kafka’nın eserinin büyüleyici itaatsizlik gücünü açıklamak için farklı bir gözle bakmanın vakti gelmiştir. Walter Benjamin Kafka üzerine ünlü denemesinde (ne yazık ki pek dikkate alınmayan) bir uyarıda bulunuyordu: “Kafka’nın yazılarında ihtiyatla, sakınılma, kuşkuyla, el yordamıyla ilerlemek gerekir.”[1] […]